Esas No: 2015/4569
Karar No: 2015/6368
Karar Tarihi: 17.12.2015
Resmi belgede sahtecilik - nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/4569 Esas 2015/6368 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Her nekadar mahkemece 15.10.2004 tarihli resmi belgede sahtecilik suçu nedeniyle suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK ile suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı yasa hükümleri uyarınca uygulamalı lehe yasa karşılaştırması yapılmamış ise de; 5237 sayılı TCK’nun uygulanması durumunda hapis cezasına mahkümiyetin doğal sonucu olarak anılan yasanın 53. maddesindeki hak yoksunluğuna da karar verilmesi gerekeceğinden 765 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan uygulamanın sanığın lehine olduğu anlaşılmakla bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
I-Müdafinin sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan hükümlere yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
Bozmayı gerektirmiş ancak; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında 08.09.2006 keşide tarihli 6000 TL bedelli çek ile ilgili olarak resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hüküm fıkrasından "TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların çıkartılması ile yerine "TCK"nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi"nin 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına” ibaresi yazılmak suretiyle, 15.10.2004 keşide tarihli, 30.000 TL bedelli çek ile ilgili olarak resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmün DOĞRUDAN, 08.09.2006 keşide tarihli 6000 TL bedelli çek ile ilgili olarak resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmün ise DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Müdafinin sanık hakkında 08.09.2006 keşide tarihli 6000 TL bedelli çekin kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelen temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 gün ve 6/8-69 sayılı kararında açıklandığı üzere; önceden doğmuş bir zarar veya doğmuş bir borç için hileli davranışlarda bulunulması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun oluşmayacağı cihetle, somut olayda; suça konu çek kendilerine tevdi edilen katılan ... ile tanık ..."nun anlatımlarının bu konuda açıklık taşımadığı anlaşılmakla, suça konu çekin hangi aşamada alındığının kesin olarak belirlenmesi, sahte çekin önceden doğan borç nedeniyle sonradan verilmesi halinde dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmayacağı gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
2-Kabule göre de;
a)5237 sayılı TCK"nun 158/1-f maddesinde yazılı "nitelikli dolandırıcılık" suçundan kurulan mahkumiyet hükmü ile ilgili olarak aynı kanunun 158/1-son hükmü gereğince hükmedilecek adli para cezasının miktarının suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamayacağı gözetilmeden eksik para cezası tayini, yasaya aykırı,
b)T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 17.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.