Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/11206 Esas 2013/10161 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/11206
Karar No: 2013/10161
Karar Tarihi: 01.11.2013

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/11206 Esas 2013/10161 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2013/11206 E.  ,  2013/10161 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucunda dava konusu 101 ada 41, 53, 123 ada 72, 166 ada 19, 170 ada 50 ve 240 ada 1 parsel sayılı sırasıyla 400.60, 83.36, 369.35, 86.58, 96.50 ve 126,02 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... ... adına, 249 ada 27 parsel sayılı 4598,77 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... ... ve dava dışı müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hak, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazların tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, çekişmeli taşınmazları abisi ile paylaştığını ileri sürerek kendi adına tescil istemiyle dava açmıştır. Dosya kapsamında murisin davacı dışında da mirasçıları bulunduğu anlaşılmakla dava konusu taşınmazların terekeye ait bir mal mı yoksa murisin ölümünden önce tasarrufi bir işlemle veya ölümden sonra taksim ya da miras payının devri sözleşmesi ile davacıya kalan bir yer mi olduğunun belirlenmesi zorunludur. O halde öncelikle davacıya çekişmeli taşınmazların muristen kendisine ne şekilde intikal ettiğini açıklaması için süre verilmeli, davacının çekişmeli taşınmazların paylaşım, satış veya bağış yoluyla kendisine intikal ettiğini kanıtlaması halinde davayla ilgili iddia ve savunma doğrultusunda toplanan deliller değerlendirilerek sonucuna göre esastan bir karar verilmeli; taşınmazların paylaşım, satış veya bağış yoluyla davacıya intikal ettiğinin kanıtlanamaması ve murisin terekesinin iştirak halinde bulunduğunun anlaşılması halinde ise, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin mirasçılık sıfatına dayalı olacağı, davacının terekeye dahil taşınmazın adına tescili istemi ile dava açmasının mümkün bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilmek suretiyle eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, 01.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara