Esas No: 2013/8375
Karar No: 2013/10149
Karar Tarihi: 01.11.2013
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/8375 Esas 2013/10149 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda 456 parsel sayılı 5200 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı, satın alma, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, 1494 parsel sayılı 1600 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz miras yoluyla gelen hak, satın alma, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 4/8 payla davacı murisi..., 4/8 payla davalı ... ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka, pay satın almaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazların tutanak içerikleri, taraf beyanları, dinlenen mahalli bilirkişi, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların kök miras bırakanı ..."dan gelen çekişmeli taşınmazların mirasçılar arasında yapılan paylaşma sonucu davacının miras bırakanı... ile davalıların miras bırakanı ... Bişkin"e kaldığı sabittir. Davacı yan, taşınmazların babası..."a ait olup seksen yıldır O"nun zilyetliğinde bulunduğunu, babasının, davalıların murisi ..."nin payını 1933 tarihli senetle aldığını ileri sürerek taşınmazın tamamının tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmış, 17.5.1933 tarihli ... kerimesi ..."nin "Ev, arsa, bahçe, musalla yerlerindeki hissemi kardeşim Müfide verdim, alacağım yoktur" beyanını içeren senede delil olarak dayanmıştır. Davalı yan ise mirasçılar arasında zamanaşımının işlemeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiş, mahkemece, çekişmeli taşınmazların tarafların ortak murislerinden intikal ettiği, davacı murisi ile davalılar murisi arasında yapılan 1933 tarihli senette dava konusu taşınmazların açıkça zikredilmediği, tutanak içeriklerinde davacı murisinin 1/2 hissesini davalılar murisine 1933 tarihli köy senedinden sonra satmış olduğunun bildirildiği, mirasçılar arasında zamanaşımının işlemeyeceği gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki mahkemece, davacının dayandığı 1933 tarihli köy senedine karşı davalı yanın diyecekleri sorulmamış ve senedin kapsamı saptanmamıştır. Bu nedenle yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm için yeterli bulunmamaktadır. O halde öncelikle davalı yanın, davacının dayandığı 1933 tarihli köy senedine karşı diyecekleri sorulmalı, senedin kapsamı tespit edilmeye çalışılmalıdır. Bununla birlikte 26.05.1954 tarih 7/17 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 07.12.2011 tarih 2011/16-709 Esas, 2011/735 sayılı kararında; elbirliği mülkiyetine tabi tereke üzerinde, mülkiyet gibi zilyetliğin de diğer mirasçılara intikal edeceği, bu nedenle miras ilişkisi devam ettiği ve taksim olmadığı takdirde bir mirasçının sürdürdüğü zilyetliğin diğer mirasçılar adına sürdürülmüş sayılıp mirasçılardan biri tarafından sürdürülen bu zilyetliğin süresi neye ulaşırsa ulaşsın iktisap sağlamayacağı açıklanmış, ancak karar içeriğinde bu durumun taksimin olmadığı ve miras ilişkisinin devam ettiği hallerde geçerli olacağı hususuna özellikle vurgu yapılmıştır. Dosya kapsamına göre tarafların kök miras bırakanından kalan çekişmeli taşınmazların, mirasçılar arasında yapılan paylaşma sonucu davacının miras bırakanı ile davalıların miras bırakanına kaldığı ve davacı tarafın, taşınmazın paydaşı olan davalılar murisi ..."nin payını satın aldığı ve zilyet olduğu iddiasıyla dava açtığı anlaşıldığına göre; toplanan ve toplanacak olan deliller değerlendirilirken, tespitin paylaşıma dayalı olarak yapıldığı ve bu husus kanıtlanarak taraflar arasında iştirak halinde mülkiyet veya mirasçılık ilişkisinin son bulduğu hallerde, yukarıda açıklanan İçtihadı Birleştirme ve Hukuk Genel Kurulu kararlarına göre tarafların birbirine karşı üçüncü kişi durumunda olacakları göz önüne alınmalı, davacı tarafın taşınmaz üzerinde kadastro tespitine kadar 20 yıldan fazla süreyle devam eden zilyetliği bulunduğu ileri sürüldüğüne göre davacının zilyetliği değerlendirilirken bu husus üzerinde de özellikle durulmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak olan delillere göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 01.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.