Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/9107 Esas 2010/2249 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/9107
Karar No: 2010/2249

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/9107 Esas 2010/2249 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı tarafından temyiz edilen bir önalım davasıyla ilgili olarak Asliye Hukuk Mahkemesi'nin verdiği karar incelenmiştir. Konu, önalım hakkının kullanılmasına dayalı tapu iptali ve tescili istemidir. Mahkeme, davalının satın aldığı paya karşılık gelen dairenin kendisinde olduğunu iddia eden davacının önalım hakkının ihlal edildiği sonucuna varmıştır. Ancak, Mahkeme bunun dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını ve eylemli paylaşmanın var olduğu bu durumda davacının önalım hakkını kullanamayacağını belirtmiştir. Bu nedenle, hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak da, T.M.K'nun 2. maddesi ve HUMK'nun 428. maddesi zikredilmiştir.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2009/9107 E.  ,  2010/2249 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Uyuşmazlık, önalım hakkının kullanılmasına dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması T.M.K.nun 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
    Olayımıza gelince; önalım hakkına konu paya ilişkin taşınmaz tapuda ... ada ... parsel ve bahçeli kargir ev olarak kayıtlı bulunmaktadır. Bu taşınmaz üzerine bir kısım paydaşların murisi tarafından bodrum, zemin ve üç normal kattan ibaret 8 daireli ve 2 dükkandan oluşan bir bina yapıldığı ve her bir dairenin ve dükkanın paydaşlarının belirlendiği ve bu daireler ve dükkanların paydaşlarca fiilen kullanıldığı yada kiraya verildiği gerek tarafların gerekse davacı tanıklarının anlatımından açıkça anlaşılmaktadır. Nitekim bu binadaki 2. kattaki 6 nolu daire davacı ...’ya ait olup davalıya satılan paya karşılık olan dairenin ise zemin kattaki 2 nolu daire olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ana taşınmazda paydaş sayısının fazla olması ve her bir paydaşa bir daire isabet etmemesi mevcut dairelerin kullanılış biçimini etkileyemeyeceği gibi eylemli kullanmanın devamını bertaraf edecek bir durum da yaratamaz. Davacının taşınmaz üzerinde kullandığı bir dairenin bulunmasına ve davalının satın aldığı paya isabet eden dairenin de satıcı tarafından davalıya satıldığının bilinmesine göre davacının Medeni Kanunun 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralına uygun hareket ettiği söylenemez. Mahkemece bu husus gözardı edilerek eylemli kullanmanın sözkonusu olmadığından bahisle yazılı şekilde istemin kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 2.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara