Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/2271 Esas 2012/3384 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2271
Karar No: 2012/3384
Karar Tarihi: 08.03.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/2271 Esas 2012/3384 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi         2012/2271 E.  ,  2012/3384 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.04.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 22.09.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, yüklenicinin temliki işlemine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davalı arsa sahipleri, yüklenicinin binayı kararlaştırılan sürede teslim etmediğini, yapıda eksiklikler bulunduğunu, yüklenici aleyhine dava açtıklarını ve alacaklarının ilama bağlandığını, icra takibine rağmen ilama bağlı alacağın ödenmediğini, açılan davanın reddini savunmuş, davalı yüklenici de davanın reddi gerekeceğini belirtmiştir.
    Mahkemece, verilen kesin süre içerisinde arsa sahiplerinin alacakları davacı tarafından depo edilmediğinden bahisle dava reddedilmiştir.
    Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
    Davalılar arasında 14.03.2001 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşmeyle davalı yüklenicinin diğer davalıların maliki olduğu 36754 ada 6 sayılı parsel üzerinde bir bina yapma işini üstlendiği anlaşılmaktadır.
    Bir tanımlama yapmak gerekirse arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, yüklenicinin finansı kendisi tarafından sağlanarak arsa malikinin arsası üzerine bina yapma işini üstlendiği, arsa malikinin de bedel olarak binadaki bir kısım bağımsız bölüm mülkiyetini yükleniciye geçirmeyi taahhüt ettiği sözleşmelerdir. Bir bina yapımından maksat ise, o binanın imar mevzuatına, sözleşmesine, fen ve sanat kurallarına uygun meydana getirilmesidir. Yüklenici
    tarafından bu şekilde bir bina yapılmışsa, yüklenici şahsi hak kazanır. Kazanacağı şahsi hakkına doğrudan arsa sahiplerine karşı ileri sürebileceği gibi bu hakkını Borçlar Kanununun 162 vd maddelerinden yararlanarak üçüncü kişilere de temlik edebilir. Ancak buradaki temlik edilen hak, gerçek alacak ne ise ondan ibarettir. Davacının davada dayandığı 15.01.2002 ve 07.01.2004 tarihli adi yazılı düzenlenmiş sözleşmeler gerçekte bir alacağın temliki işlemidir.
    Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, davalı arsa sahiplerinin yüklenici aleyhine eksik işlerden ve gecikmeden kaynaklanan alacaklarının tahsili için dava açtıkları, açılan davanın lehlerine sonuçlandığı, icra takibi yapıldığı, mevcut alacak tablosuna göre de borcun 86.350, TL’ye ulaşmasına rağmen alacaklarının ödenmediği anlaşılmaktadır.
    Görülüyor ki, sözleşme arsa sahibi olan davalılar yönünden ifa ile sonuçlanmamıştır. Sözleşmenin ifasından söz edebilmek için, davalı arsa sahiplerinin ilama bağlı alacaklarının da ödenmesi gerekir. Bu ödeme yapılmadan ne yüklenici, ne de onun temlik işleminde bulunduğu üçüncü kişiler arsa sahiplerinden ifa isteminde bulunamayacağından, davacı yapılan temlike dayanarak arsa sahipleri olan davalıları ifaya zorlayamaz. Çünkü, Borçlar Kanununun 81.maddesi hükmü gereği, kendi edimini yerine getirmeyen bir kimse karşı taraftan ifa isteyemez.
    Somut olayda, mahkemece kurulan ara kararına uygun olarak davalıların ilama bağlı alacakları ifa talep eden davacı tarafından verilen süre içerisinde depo edilmediğinden davanın reddedilmiş olması doğrudur.
    Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacının bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, 4077 sayılı Yasanın 23/II maddesi uyarınca davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
    08.03.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Hemen Ara