Esas No: 2013/10933
Karar No: 2013/9736
Karar Tarihi: 21.10.2013
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/10933 Esas 2013/9736 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda Güney Kasabası sınırları dahilindeki 306 ada 767 parsel sayılı 17986,93 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz mera olarak sınırlandırılmıştır. Davacı ..., tapu kaydı, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli parselin ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davacı tarafın dayandığı tapu kaydı kapsamında kaldığı gerekçesi ile hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Davacı tarafça dayanılan ve kadastro sırasında dava dışı 306 ada 769 ve 770 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gören Mart 1946 tarih ve 105 sıra numaralı tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmemiş, haritası olup olmadığı araştırılmamış, keşifte taşınmazlara uygulanarak kapsamı belirlenmemiştir. Doğru sonuca ulaşmak için; Mart 1946 tarih ve 105 sıra numaralı tapu kaydı, varsa haritası ve oluşum belgeleri ile birlikte tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile getirtilmeli, komşu parsellerin tutanak ve dayanağını oluşturan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve fen bilirkişisi aracılığıyla keşif icra edilmelidir. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında varsa dayanak tapu kaydının haritası uygulanıp kapsamı 3402 sayılı Kadastro Yasası"nın 20/A maddesi gereğince haritasına göre belirlenmeli, tapu kaydının krokisi bulunamaz veya bulunmasına rağmen zemine uygulanamaz ise tapu kaydının sınırlarına itibar edilmelidir. Tapu kaydı ihdasından itibaren tüm tedavülleriyle okunup kayıtlarda yazılı hudutlar yerel bilirkişilere zeminde göstertilmeli, doğu sınırında okunan "dağ yolu"nun neresi olduğu, tapu kaydının revizyon gördüğü 306 ada 769 ve 770 sayılı parseller ile dava konusu taşınmaza ait olup olmadığı, sınırlarının sabit olup olmadığı belirlenmeli, yerel bilirkişilerin zeminde gösterdiği hudutlar teknik bilirkişiye harita üzerinde işaretlettirilmelidir. Kayıtlarda yazılı olup yerel bilirkişiler tarafından zeminde gösterilemeyen hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı ve bu suretle kayıtların kapsamı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir. Yerel bilirkişi ve tanıkların kayıtların uygulanması ve taşınmazların tasarrufu hususundaki beyanları, komşu parsel tutanakları ve dayanakları kayıtlarla denetlenmeli; beraberde götürülecek teknik bilirkişiden uygulanan kayıtların kapsamını belirten, keşfi izlemeye imkan veren, ayrıntılı ve gerekçeli rapor ve kroki alınmalıdır. Taşınmazın kısmen ya da tamamen tapu kaydının kapsamı dışında kalması halinde tapu kaydının davacı tarafın dava konusu taşınmaz üzerinde tespit tarihi itibari ile 25-30 yıl süre ile kullanımı olmadığı göz önüne alınarak sonucuna göre karar verilmelidir. Bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 21.10.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.