Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/2307 Esas 2012/2983 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2307
Karar No: 2012/2983
Karar Tarihi: 01.03.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/2307 Esas 2012/2983 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi         2012/2307 E.  ,  2012/2983 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.07.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R
    Dava, harici satın alma suretiyle gerçekleşen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademedeki istek Türk Medeni Kanununun 724.maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa bina bedelinin zemin maliki olan davalılardan tahsili istemiyle açılmıştır.
    Davalılar, davanın tüm ... mirasçıları tarafından açılması gerektiğini, davada dayanılan satış sözleşmesinin ... mirasçılardan sadece birisi tarafından düzenlendiğini, kendilerinin rızalarının olmadığını, açılan davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, 12 sayılı parsel hakkında açılan davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.maddesi uyarınca reddine, 11 sayılı parselin Türk Medeni Kanununun 724.maddesi koşulları gerçekleştiğinden tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
    Hükmü, davalılar temyiz etmiştir.
    11 sayılı parsel hakkındaki davanın kabulünün yasal dayanağı, Türk Medeni Kanununun 724.maddesidir.
    Gerçekten, Türk Medeni Kanunu m. 684. ve 718 hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası)
    haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi Türk Medeni Kanununun 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir.
    Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir.
    Malzeme sahibinin Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır ve öncelikli koşul malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır.
    Türk Medeni Kanununun 724.maddesi hükmünden açıkça anlaşıldığı üzere, taşınmaz mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin Türk Medeni Kanununun 3.maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur. Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder.
    Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir.
    Somut olayda; dava konusu 11 sayılı parselin tapulama işlemleri sırasında davalıların mirasbırakanı adına tespit ve 15.06.1976 tarihinde tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır. Davacı ise, 11 sayılı parsel üzerindeki binayı 1993 yıllarında yani taşınmaz çapa bağlandıktan sonra inşa etmiştir. Dairemizin ilke kararları uyarınca, bir taşınmaz çapa bağlanarak tapuya tescil edildikten sonra o taşınmaz üzerinde kendi malzemesiyle bina yapan kişi kural olarak iyiniyetli kabul edilemez. Davacı, her ne kadar taşınmaz maliki ...’ın yaptığı harici satışa dayanmakta ise de mirasçılardan biri tarafından yapılan satış işlemi diğer mirasçıların onayı olmadan onu iyiniyetli hale
    getirmez. Dolayısıyla, iyiniyet unsuru gerçekleşmediğinden Türk Medeni Kanununun 724.maddesine dayalı temliken tescil davasının da reddi gerekir.
    Mahkemece yapılan bu saptama bir yana bırakılarak, mirasçılardan sadece birisinin yaptığı harici satışa dayanılıp davacının iyiniyetli kabulü ile ve diğer koşulların da gerçekleştiğinden bahsedilerek mülkiyet aktarımı isteminin hükme bağlanması doğru olmamıştır.
    Karar, davacının kademeli istemi incelenmek üzere açıklanan nedenle bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 01.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


















    Hemen Ara