Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/13556 Esas 2015/6216 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/13556
Karar No: 2015/6216

Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/13556 Esas 2015/6216 Karar Sayılı İlamı

21. Ceza Dairesi         2015/13556 E.  ,  2015/6216 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan sanık ..."nın 5237 sayılı TCK"nun 204/2, 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla mahkumiyetine dair ... Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 04.03.2010 gün ve 2008/217 Esas, 2010/23 Karar sayılı hükmün temyiz incelemesi sonucunda düzeltilerek onanmasına ilişkin Dairemizin 04.05.2015 gün ve 2015/19-620 Esas-Karar sayılı kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 20.11.2015 gün ve KD-2015/361419 sayılı yazı ile itiraz edilmekle Dairemize gönderilen dosya incelendi: itiraz nedenlerinin yerinde olduğu anlaşılmakla, itirazın OY ÇOKLUĞU İLE kabulüne, Dairemizin 04.05.2015 gün ve 2015/19-620 Esas-Karar sayılı “Düzeltilerek Onama” kararının kaldırılmasına karar verilip gereği görüşüldü:
    1- ... İlçe ... Komutanlığı"nda .... Tim K. Yrd. olarak görev yapan sanığın, görevi gereği düzenlemekle yetkili olduğu “TUTANAKTIR” başlıklı 25.04.2007 tarihli belgede muhtar ... adına atılı bulunan imzayı sahte bir şekilde atmak suretiyle “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, ... oğlu ..."nun, 06.04.2007 tarihli dava dilekçesi ile ... Asliye Hukuk Mahkemesi"ne başvuruda bulunarak, nüfus kayıtlarında kardeşi olarak gözüken 1945 doğumlu Eşe ... isminde bir kardeşinin olmadığını, bu kaydın iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, İlçe Jandarma Komutanlığı"na 10.04.2007 tarihli müzekkere yazılarak ...ün kaç çocuğunun olduğu, Eşe ... isimli bir çocuğunun bulunup bulunmadığı, var ise kimlik bilgilerinin etraflı bir şekilde zabıta marifetiyle araştıralarak buna ilişkin cevabın yargılamanın bırakıldığı 31.05.2007 gününden önce gönderilmesi”nin talep edildiği, İlçe Jandarma Komutanlığı"nca yapılan araştırma sonucu mahkemeye suça konu “TUTANAKTIR” başlıklı 25.04.207 tarihli araştırma tutanağının gönderildiği, mahkemede dinlenen davacı tanıklarının, ... ..."ün, Eşe ... adında bir çocuğunun olmadığını beyan ettikleri, ancak ibraz edilen tutanak içeriğine göre ... ... 1945 doğum tarihli Eşe ... isminde bir çocuğu olduğunun belirtilmesi nedeniyle meydana gelen çelişkinin giderilmesi amacıyla anılan tutanak altında imzası bulunan muhtar ..."ün tanık olarak beyanın alındığı ve tanık ..."in mahkemede, tutanak altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, böyle bir belgeyi imzalamadığını, bildiği kadarı ile ... ..."ün Eşe isminde bir çocuğunun olmadığını beyan etmesi üzerine, ibraz
    edilen tutanağın sahte düzenlendiğinden bahisle Asliye Hukuk mahkemesince tutanak düzenleyicileri hakkında suç duyurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, gerçeğin kuşkuya yervermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından, asliye hukuk mahkemesince yazılan müzekkerede dava konusu olaya ilişkin araştırmanın ne şekilde yapılması gerektiği hususunda bir şekil şartınının belirtilmemiş olması nedeniyle, suça konu belgede, araştırmayı yapan sanık ve diğer kolluk görevlisinin imzası dışında, olaya ilişkin kendisinden telefonla bilgi alınan kişi yada kişilerin imzasınının bulunmasınının mevzuat gereği zorunlu olup olmadığı belirlenerek, yapılan araştırmada beyanı alınan kişinin imzasının bulunmasının zorunlu olmaması halinde ilgili kişi yerine fazladan atılan bu imzanın faydasız sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmayacağı değerlendirilmeden, suçun unsurlarının ne şekilde oluştuğu karar yerinde yöntemince tartışılıp gerekçede ortaya konulmaksızın, kanunda geçen ifadelerin tekrarı mahiyetindeki ifadeler ile kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliğinden sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,
    2- Kabule göre de;
    A- 5237 sayılı TCK"nun 204/2. maddesinde öngörülen kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunun oluşabilmesi için memurun görevi sırasında ve kanuni yetkisine dayanarak bir belgeyi sahte olarak düzenlemesi gerekmektedir. Sahte resmi belge düzenleyen kişi memur olsa dahi düzenlenen belge ile memurun görevi arasında nedensellik bağı yoksa eylem 5237 sayılı TCK"nun 204/1. maddesinde öngörülen resmi belgede sahteciliği suçunu oluşturacaktır. Buna göre somut olayda suça konu belgeyi düzenleyen sanık kamu görevlisi olsa da, asliye hukuk mahkemesinde görülen davaya konu olay ile ilgili olarak yazılan müzekkere gereği muhtar ..."ün beyanına başvurduktan sonra adı geçen muhtar yerine suça konu araştırma tutanağına imza atması şeklindeki eyleminin 5237 sayılı TCK"nun 204/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, yasaya aykırı,
    B- T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
    Bozmayı gerektirmiş olup, Cumhuriyet savcısının, sanığın ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.12.2015 günü OYÇOKLUĞU ile karar verildi.






    MUHALEFET ŞERHİ

    Sayın çoğunluk ile aramızdaki görüş ayrılığı; sanık ... hakkındaki
    04.05.2015 gün ve 2015/19 Esas, 2015/620 Karar sayılı düzeltilerek onama kararına yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca suç vasfına yönelik itirazının reddedilmesi gerektiğine yöneliktir.
    Mahkemece yapılan yargılama neticesinde sanık hakkında 04.03.2010 gün ve 2008/217 Esas, 2010/23 Karar sayılı ilamı ile "memurun resmi belgede sahteciliği" suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılamada mahkemece sahtecilik, görevi kötüye kullanma hatta sahtecilik eyleminin TCK.nun 211. madde kapsamında kalıp kalmadığı yönünde ayrıntılı bir değerlendirme yapılarak oluşa uygun bir şekilde TCK.nun 204/2. maddesi uyarınca "memurun resmi belgede sahteciliği" suçundan mahkumiyetine dair verilen kararın dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnamesindeki düşünceye uygun olarak düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. Ancak sanık müdafıinin talebi üzerine sayın Başsavcılık tarafından dosya içerisine herhangi yeni bir belge ve bilgi girmemesine rağmen ilk tebliğnamesindeki düşünceye aykırı olarak sanık lehine itiraz etmiş ve dairemizce de itirazın incelenmesinde oy çokluğu ile 14.12.2015 tarihinde itirazın kabulüne karar verilmiştir.
    Sanığa isnat olunan belge görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu bir belge olup içerik olarak sahte bir belgedir. Yerine imzası atılan muhtar ile sanık hiçbir zaman yüz yüze görüşmediği halde görüşülmüş gibi suça konu tutanak düzenlenmiş ve altına muhtarın imzası takliden atılmıştır. Dosya içerisindeki bilirkişi raporuna göre de bu imza muhtemelen sanığın eli ürünüdür.
    Bu nedenlerle oluşa ve dairemizin önceki içtihatlarına uygun olarak verilmiş yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına dair verilen önceki kararımız doğru ve isabetli olduğu, aradan geçen kısa süre içerisinde önceki incelemedeki kanaati değiştirecek bir belge ve bilgi dosya içerisine sunulmamış olması karşısında; “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz”ının reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun itirazın kabulüne dair görüşüne katılmamaktayız.




    Hemen Ara