14. Hukuk Dairesi 2012/1958 E. , 2012/2830 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 14.06.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 497 ve 498 parsel sayılı taşınmazlarında bulunan ağaçların davalı tarafından kesildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, halihazırda devam eden bir elatma eylemi bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Dava, çapa bağlı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal istemlerine ilişkindir.
Malik ya da zilyet olunan taşınmaza haksız elatma halinde taşınmazın korunması istemi yargı önüne taşınabilir. Mülkiyet hakkının içeriği başlıklı TMK. 683.maddesinde “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.
Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda; davacı 18.10.2011 tarihli oturumda davalının taşınmazından 3-4 ay önce ağaç kestiğini o tarihten sonra da arazisinden ağaç kesilmediğini beyan etmiş mahkemece de bu beyan esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir. Oysa ki davacının bu beyanı tarihinden ağaçların kesildiği tarih olarak belirttiği 3-4 ay öncesi yaklaşık olarak dava tarihine tekabül etmektedir. Bu durum karşısında davacının iddia ettiği taşınmazından ağaç kesilmesi şeklinde gerçekleşen elatmanın önlenmesini isteme hakkı Bulunmaktadır.
Bu sebeple tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi için mahkemece keşif yapılması varsa tanıklarının keşif yerinde dinlenmesi ve uzman bilirkişi raporu da alınarak oluşacak sonuç çerçevesinde hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 28.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.