Esas No: 2012/8444
Karar No: 2012/11426
Karar Tarihi: 25.12.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/8444 Esas 2012/11426 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden ... vekili Avukat ... ile aleyhine temyiz istenilen ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Aktepe Köyü 153 ada 91 parsel sayılı 1924.77 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ölü olduğu tutanağın beyanlar hanesinde belirtilerek ... oğlu... adına tespit edilmiştir. Davacı ... kızı ... yasal süresi içinde tapu kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın dedesi ... mirasçıları adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli parselin ... oğlu ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; davacının dayanığın oluşturan tapu kaydının kapsamında kalan çekişmeli taşınmazın taksim sonucu davacının babasına kaldığı kabul edilerek karar verilmiştir. Ancak, Mahkemece yapılan tapu kaydı uygulaması ve taksim araştırması karar vermeye yeterli olmadğı gibi, tespite aykırı sonuçlara ulaşıldığı halde tüm tespit bilirkişileri dinlenilmeden karar verilmesinde de isabet bulunmamaktadır. Mahallinde dinelenen yerel bilirkişi ve tanıklar; çekişmeli taşımazın ... ait olduğunu bildiklerini, çekişmeli taşınmazın uzun yıllarından beri ... tarafından kullanıldığı, davacının da çekişmeli taşınmazda hakkının olduğunu; taraflar arasında taksim veya pay satışı olduğunu duymadıklarını bildirmişler; sadece tanık ..., tapu kaydı kapsamındaki yerin davacının babasına düştüğünü söylemiştir. Bu beyanlar taraflar arasında taksim veya pay satışı olduğunu belirlemeye yeterli bulunmamaktadır. Dosya içine getirtilen tapu kaydının incelenmesinden de; Ağustos 1288 tarih 148 numarada ... oğlu ... evlattan ...; ... adlarına kayıtlı iken, ... payının intikal gördüğü, ... ve ... paylarının intikal görmediği anlaşılmaktadır. Mahallinde yapılan keşifte; tapu kaydının hudutlarında okunan "yol"un krokide görülen Şebinkarahisar-Alucra yolu olduğu, "dere"nin aynı ada 199 parsel sayılı taşınmaz ile 92 ve 93 parsel sayılı taşınmazlar arasından
Geçen kuru dere olduğu, "... tarlası"nın ise aynı ada 90 parsel sayılı taşınmaz olabileceği ifade edilmiştir. Dayanak tapu kaydının sınırlarında okunan "yol"un sabit olup olmadığı, zaman içinde sınırlarının değişip değişmediği üzerinde durulmadığı gibi; fen bilirkişi raporunda işaretlenen kuru derenin yanında, 153 ada 88 ve 89 parsel sayılı taşınmazların doğusundan geçerek Şebinkarahisar-Alucra yolu ile birleşen bir derenin de gösterilmiş olması nedeniyle tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığı veya çekişmeli taşınmazla birlikte aynı ada 88 ve 199 parsel sayılı taşınmazları da kapsayıp kapsamadığı da tartışılıp değerlendirilmemiştir. Kaldı ki, aynı ada 88 parsel sayılı taşınmazın davacı adına, 199 parsel sayılı taşınmazın ... oğlu ... ... adına tespit edilmiş olması nedeniyle dayanak tapu kaydının hangi taşınmazları kapsadığı ile tapu kaydı malikleri arasında taksim veya pay satışları olup olmadığı yapılan bu tespitlerin tarafların arasındaki taksime uygun olup olmadığı hususları büyük önem taşımaktadır ve bu hususlar netleştirilmeden karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır. Eksik araştırma, inceleme ve uygulama ile karar verilemez. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları, tüm tespit bilirkişileri ve uzman fen bilirkişi hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte davacının dayanağını oluşturan tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığı, çekişmeli taşınmazla beraber komşu taşınmazların da kayıt kapsamında kalıp kalmadığı belirlenmelidir. Dayanak tapu kaydının çekişmeli taşınmazı da kapsadığının belirlenmesi halinde tapu kaydı malikleri veya mirasçıları arasında taksim ve ifraz olup olmadığı ile çekişmeli taşınmazın kim veya kimlerin payına düştüğü hususları üzerinde durulmalı, çekişmeli taşınmaza komşu olan 88 parsel sayılı taşınmazın davacı adına, 199 parsel sayılı taşınazın ... oğlu ... ..."nun adına tespit edildiği gözetilerek; bu tespitlerin aynı tapu kaydı paydaşları arasındaki taksim ve ifraza dayanıp dayanmadığı ve davalıların dayanağını oluşturan 09.06.1973 tarihli senetle 3. kişilerden satın alınmış olup olmadığı üzerinde de durulmalıdır. Tüm bu hususları aydınlatmak amacıyla yerel bilirkişi kurulu ve tanıklardan olaylara dayalı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli, yerel bilirkişilerin ve tanıklarının sözleri komşu taşınmazların tutanak ve dayanakları ile denetlenmelidir. Tespite aykırı sonuçlara ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılıkların giderilmesine çalışılmalıdır. Keşfe katılacak fen bilirkişisinden, yapılacak keşif ile tapu kaydı ve senet uygulamalarını izleyip denetlemeye olanak verir, gösterilecek sınırları işaretlenmiş ayrıntılı rapor alınmalıdır. Bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Davalıların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 900.00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak duruşmada kendisini duruşmada vekil ile temsil ettiren davalı tarafa verilmesine,
25.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.