Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/5628 Esas 2012/10656 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/5628
Karar No: 2012/10656
Karar Tarihi: 11.12.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/5628 Esas 2012/10656 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, 1915 metrekare taşınmazın gerçekte 1088,62 metrekare olarak tespit edildiğini ve yüzölçümünün düzeltilerek adına zilyetlik şerhi verilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Ancak davalı Hazine vekili, hükümde tescile ilişkin karar verilmediğini ve kararın hüküm kısmında dava konusu taşınmazların yer ve mevkiilerinin yazılmadığını belirtip tavzih talebinde bulunmuştur. Mahkeme, tavzih talebini reddetmiştir. Ancak Yargıtay, tavzih talebini değerlendirilmemiş olduğunu ve kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek hükmün bozulmasına karar vermiştir.
Kanun maddeleri: 6831 sayılı Yasa\"nın 2/B maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 305 ve 306. Maddeleri.
16. Hukuk Dairesi         2012/5628 E.  ,  2012/10656 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
    Kullanım kadastrosu sırasında Dalyan Köyü çalışma alanında bulunan 149 ada 6 parsel sayılı 1915 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın Recep Kocagöz"ün kullanımında olduğu şerhi verilerek bahçe niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı, çekişmeli taşınmazın zilyedi olduğunu, taşınmazın gerçekte 1915 metrekare olmasına rağmen 1088,62 metrekare olarak tespit edildiğini belirterek dava açmış, taşınmazın yüzölçümünün düzeltilerek adına zilyetlik şerhi verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda Kadastro Genel Müdürlüğüne yönelen davanın reddine, Maliye Hazinesine ve davalı ..."a yönelen davanın kabulüne, dava konusu kadastro tespitine ilişkin kadastro tutanağındaki 149 ada 7 nolu parsele ilişkin yüzölçümünün belirlendiği kısımdaki 2740,39 metrekare şeklindeki ibarenin iptali ile; 24.02.2011 havale tarihli bilirkişi raporu ve Ek-3 ve Ek-4" te yer alan (A) harfi ile gösterilen alanın 6 nolu parselin fiili kullanımında olduğu anlaşılmakla 149 ada 7 nolu parselin yözölçümünün 1964,24 metrekare olarak tespitine, 147 ada 6 nolu parselin yüzölçümünün 1864,77 m2 olarak tespitine karar verilmiştir. Davalı Hazine vekili, 21.10.2011 tarihli dilekçesi ile hükümde tescile ilişkin karar verilmediğini kararın hüküm kısmında dava konusu taşınmazların yer ve mevkiileri yazılmadığı gibi karar başlığında adı geçmeyip dava ile ilgisi bulunmadığı halde ...isimli kişi hakkında da yargılama gideri ve vekalet ücreti ile ilgili hüküm kurulduğunu belirtilerek bu hususların tavzih yolu ile düzeltilmesini talep etmiştir. Mahkemece tavzih talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, davalı Hazine vekilinin taleplerinin tavzihle yerine getirilemeyeceği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK 305. maddesinde hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebileceği düzenlenmiş, aynı Kanunun 306. maddesinin 1. fıkrasında ise tavzih dilekçesinin bir nüshasının karşı tarafa tebliğ edileceği öngörülmüştür. Mahkemece, tavzih dilekçesinin karşı tarafa tebliğine ilişkin usul
    yerine getirilmemiş olduğu gibi HMK"nun 305/1. maddesi nazara alınarak hükmün açıklanmasını, tereddüt ve aykırılıkların giderilmesini gerektirecek hususların bulunup bulunmadığı da incelenip değerlendirilmemiştir. Hal böyle olunca Mahkemece, HMK"nun 306. maddede belirtilen usule göre tavzih talebini içerir dilekçe karşı tarafa tebliğ edilmeli, bundan sonra HMK 305. madde 1 ve 2. fıkraları göz önünde bulundurularak Hazine vekilinin tüm talepleri yönünden ayrı ayrı kararın tavzihinin gerekip gerekmediği değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 11.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara