Esas No: 2012/12770
Karar No: 2012/14481
Karar Tarihi: 17.12.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/12770 Esas 2012/14481 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.10.2010 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.07.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı köy tüzelkişiliği, öncesi köye ait köy orta malı niteliğinde çayır olan dava konusu taşınmazın davalılar ..., ..., ... adına tescil edildiğini ileri sürerek, ... kayıtlarının iptali ile köy tüzelkişiliği adına tapuya tescilini istemiştir.
Davacı dava dilekçesinde davalıların baba isimlerini zikretmemiş, mahkemece çıkarılan tebligatlarda da davalıların isim ve soyisimleri dışında kimlik bilgilerine yer verilmemiştir.
Dava dilekçesinin 23.11.2010 tarihinde, baba ismi ve başkaca kimlik bilgileri belirtilmeyen ..."ya Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebliğ edildiği görülmüş ise de, temyiz dilekçesi ile sunulan mirasçılık belgesinden kayıt maliki Fetali oğlu ...’nın dava açılmadan önce 03.11.2007 tarihinde vefat etmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davalı ..."ya tebligat yapılamadığı, dava tarihinden önce vefat etmiş olan kayıt maliki Kazım oğlu ... mirasçılarının ise davada taraf olmadıkları anlaşılmaktadır.
Yargılama aşamasında harçlandırılmamış dilekçe ile davaya dahil edilen ... oğlu ... mirasçıları ..., ... Dama, ... dava konusu taşınmazın Kazım oğlu ... mirasçılarına ait olduğunu, pasif dava ehliyetlerinin bulunmaması nedeniyle davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü harçsız dilekçe ile davaya dahil edilen ... temyiz etmiştir.
HUMK"nun 427. maddesi uyarınca mahkemelerce verilen nihai kararlara karşı davanın taraflarınca temyiz yoluna başvurulabilir. Hükmü temyiz eden ..., yargılama aşamasında harçlandırılmamış dilekçe ile davaya dahil edilmiştir. Dava dilekçesinde taraf gösterilmeyen kişinin davaya dahil edilerek taraf sıfatı kazanma olanağı yoktur. Ancak, verilen hükümle aleyhine yükümlülük getirildiği takdirde nihai kararı temyiz edebilir. Eldeki davada, usule aykırı şekilde olmakla birlikte, davaya dahil edilen ... aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmiştir. Bu durumda kararı temyiz etmekte hukuki yararı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesinde, davalıların ..., ..., ... olarak gösterildikleri, başkaca kimlik bilgilerine yer verilmediği, davacıya bu hususun açıklattırılmadığı anlaşılmaktadır.
Çekişme konusu olan 115 ada 4 parsel sayılı taşınmaz maliklerinden "...oğlu ..." ve "Kazım oğlu ..." dava tarihinden önce vefat etmişlerdir. Davalı olarak gösterilen ..."ya ise tebligat yapılamamıştır.
Harçlandırılmamış dilekçe ile davaya dahil edilenler ise ...oğlu ..." mirasçılarıdır.
Dava ehliyeti davada taraf olma ehliyetidir. 6100 sayılı HMK’nun 50. maddesinde medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların, davada taraf ehliyetine de sahip olacağı hüküm altına alınmıştır. Yasa hükmünde belirtildiği üzere taraf ehliyeti, medeni hukuktaki hak ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekildir. Maddede gerçek ve tüzel kişi ayırımı yapılmaksızın, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanların davada taraf ehliyetine de sahip olacağı belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun “Tarafta iradî değişiklik” başlıklı 124. maddesi gereğince;
Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür.Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.
Türk Medeni Kanununun 28. maddesinde ise; gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyetinin sona ereceği belirtilmiştir. Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son
bulan kişi taraf ehliyetini yitireceğinden aleyhine dava açılamaz ise de; yukarıda belirtildiği üzere maddi hatadan dolayı muhatabın yanlış gösterilmesi, davacının tüm özeni göstermesine rağmen dava açacağı kişiyi doğru tespit edememesi, kısa süre önce kendisiyle işlem yapılmış ya da sadece vekiliyle muhatap olunmuş bir işlemden sonra muhatabın ölmesi durumlarında yanlış taraf gösterilmesi dürüstlük kuralına aykırı değilse ortaya çıkan dava ilişkisi sebebiyle daha üstün bir yarar dikkate alınarak yargılamaya gerçek tarafla devam edilmelidir.
Bu durumda mahkemece, ölen kişinin veraset belgesi ile belirlenen tüm mirasçılarına dava dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esasının incelenmesi gerekir.
Mahkemece yapılması gereken iş; öncelikle davacıya davalıların açık kimlik bilgilerini bildirmesi için süre verilmeli, kayıt malikleri "... oğlu ...", "... oğlu ...", "... oğlu ..." nın dava edilmiş olduklarının anlaşılması halinde; aleyhine ... iptali ve tescil davası açılan "...oğlu ..." dava tarihinden önce öldüğünden kural olarak aleyhine dava açılamaz ise de, davacı tarafın yargılamayı uzatmak yönünde bir niyeti olmadığı anlaşıldığından, mahkemece, "... oğlu ..."nın ve "... ..."nın veraset ilamları temin edildikten sonra mirasçılarının belirlenmesi, dava dilekçesinin usulüne uygun biçimde mirasçılarına tebliği ile ve yine kayıt maliklerinden "... oğlu ..."ya dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilerek "... oğlu ..." mirasçıları, ...." mirasçıları ve "... oğlu ..." yönünden taraf teşkilinin sağlanmak suretiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekir.
Usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 17.12.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.