Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/4726 Esas 2022/8801 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/4726
Karar No: 2022/8801
Karar Tarihi: 21.11.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/4726 Esas 2022/8801 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2021/4726 E.  ,  2022/8801 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
    Dava Tarihi : 18/04/2017
    Hüküm : İstinaf başvurusunun esastan reddi
    Temyiz Edenler: Davacı vekili, davalı vekili

    Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hükme yönelik, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda 02.03.2018 tarihli, 2018/48 Esas, 2018/733 Karar sayılı "istinaf başvurusunun esastan reddine" ilişkin kararı davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    1- Davalı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
    Davanın tümüyle reddedilmesi karşısında, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmekte ise de davalı vekilinin İlk derece mahkemesi hükmüne karşı istinaf başvurusunda bulunmadığı ve aleyhine yeni bir karar verilmediğinden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin 02.03.2018 tarihli, 2018/48 Esas, 2018/733 Karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin hükmünü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmadığından, davalı vekilinin temyiz isteminin CMK'nın 298/1 maddesi gereğince isteme aykırı olarak REDDİNE,
    2- Davacı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
    Tazminat talebinin dayanağı olan Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/571 Esas – 2007/160 Karar ve 2013/412 Esas – 2015/88 Karar sayılı ceza dosyaları kapsamında, davacının resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından 14.06.2001-14.01.2002 tarihleri arasında 214 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda dolandırıcılık suçundan beraatine, resmi belgede sahtecilik suçundan ise mahkumiyetine karar verildiği, sanık (davacı) müdafisi ile Cumhuriyet savcısının aleyhe olarak yapmış olduğu temyiz üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 02.10.2013 tarih ve 2008/3229 Esas, 2013/14150 Karar sayılı kararı ile dolandırıcılık suçu açısından 765 sayılı TCK'nın 102/4, 104/2. maddesinde öngörülen olağanüstü zamanaşımı süresinin temyiz incelemesi için geçen süre içerisinde dolmuş olduğundan, 765 sayılı TCK'nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi gereğince düşürülmesine karar verildiği, resmi belgede sahtecilik suçu yönünden ise aleyhe yapılan temyiz sebebiyle her bir eylem için ayrı suç oluştuğunun gözetilmemesi nedenine dayanılarak hükmün bozulmasına karar verildiği, bozma üzerine yapılan yargılamada, resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine karar verildiği, bu kararın sanık (davacı) müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesince 21.12.2016 tarih, 2016/485 Esas, 2016/8644 K. Sayılı ilamıyla temyiz incelmesine kadar geçen süre içerisinde olağanüstü zaman aşımı süresinin dolmuş olduğu belirtilerek 765 sayılı TCK'nın 102/3, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8 maddeleri uyarınca davaların düşürülmesine karar verilmiş olduğu, davanın tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanuna tabi olduğu anlaşılmakla;
    Davacının 71.343,00 TL maddi, 1.000.000,00 TL manevi tazminatın tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece, CMK'nın 144/1-c maddesinde "genel veya özel af, şikayetten vazgeçme, uzlaşma gibi nedenlerle hakkında kovuşturmaya yer olmadığına veya davanın düşmesine karar verilen veya kamu davası geçici olarak durdurulan veya kamu davası ertelenen veya düşürülenlerin" tazminat isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmesi üzerine davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmakla, davacı hakkındaki tutuklama işleminin 01.06.2005 tarihinden önce gerçekleşmiş olması nedeniyle 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 6. maddesine göre, davanın 466 sayılı Kanun hükümlerine tabi olduğu ve tazminat isteminin kapsamı nazara alınarak, zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi haline dayanan tazminat istemlerinin 466 sayılı Kanunun 1. maddesinde tahdidi şekilde sayılan tazminat istenebilecek haller içinde bulunmadığından 466 sayılı Kanunun 1. maddesinde tazminat davası açmak için aranan şartların gerçekleşmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, 5271 sayılı CMK'nın hükümlerine göre değerlendirme yapılarak düşme kararı verildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi, sonucu itibariyle doğru olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin davacı hakkında beraat hükmü kurulduğu, kararının hukuka ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve Kanuna uygun bulunan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesinin 02.03.2018 tarihli, 2018/48 Esas, 2018/733 Karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin karara karşı yapılan temyiz isteminin isteme uygun olarak 5271 sayılı CMK'nın 302/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE; 5271 sayılı CMK'nın 7165 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 304/1. maddesi uyarınca, dosyanın gereği için İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesine; kararın bir örneğinin de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE; 21.11.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara