Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/3725 Esas 2022/8909 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/3725
Karar No: 2022/8909
Karar Tarihi: 22.11.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/3725 Esas 2022/8909 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2021/3725 E.  ,  2022/8909 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Karar tarihi : 28/01/2020
    Suç : Taksirle öldürme
    Hüküm : TCK'nın 85/2, 22/3, 62, 53/6. ve 1412 sayılı CMUK'un 326/son
    maddeleri uyarınca mahkumiyet
    Temyiz edenler : Sanık müdafii, katılan ve müşteki vekili

    Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ile katılan ve müşteki vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    I-Müşteki ... vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
    Müşteki ...’nin yargılama aşamasında 23.10.2014 havale tarihli dilekçe ile zararları giderildiğinden sanık hakkındaki şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmakla, şikayetten vazgeçmesi nedeniyle müşteki vekilinin hükmü temyiz hakkı bulunmadığından, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK' un 317. maddesi uyarınca temyiz isteminin isteme aykırı olarak REDDİNE;
    II-Katılan ... vekili ve sanık müdafinin temyiz taleplerinin incelenmesine gelince;
    Olay günü, saat 18.15 sıralarında, sanığın sevk ve idaresindeki kamyonet ile meskun mahal dışında, iki yönlü, virajlı, asfalt kaplama yolda seyretmekte iken, olay mahalline geldiğinde karşı şeride geçerek karşı yönden gelmekte olan müteveffa sürücü ... yönetimindeki otomobil ile çarpışması sonucu, sürücü ... ve aynı araçta yolcu olarak bulunan ...’nin ölümüne, ... ve ...’nın hayati tehlike geçirecek ve vücutlarında 6. derecede birden fazla kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanmasına neden olduğu, mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 17/07/2014 tarihli raporuna göre, kazanın meydana gelmesinde sanığın tamamen kusurlu olduğunun kabul ve tespit edildiği olayda; savcılık ve yargılama aşamasında sanığın idaresindeki aracın kaza esnasında ortalama 100 km/s civarında olduğuna yönelik beyanı, kaza mahallindeki azami hız limitinin 50 km/s olduğu ve kaza tespit tutanağına göre, kamyonetin olması gerekenden ağır olduğuna ilişkin yapılan tespitlere göre, sanığın arka koltuk ve bagaj dahil olmak üzere içi çok miktarda bakkaliye malzemeleri ile yüklü olan kamyonet ile kaza mahallinde belirlenen hız limitinin yaklaşık 2 katı düzeyde hızlı olduğu, Dairemiz yerleşik içtihatları göz önünde bulundurulduğunda, sanığın eylemini bilinçli taksir ile gerçekleştirdiği ve cezasında 5237 sayılı TCK'nın 22/3. maddesi uyarınca arttırım yapıldiği anlaşılmakla yapılan incelemede;

    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin kusur tespitine, lehe hükümlerin ve paraya çevirme hükümlerinin uygulanması gerektiğine, bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmasının usul ve yasaya aykırı olduğuna, aleyhe bozma yasağına aykırı şekilde hüküm kurulduğuna, eksik incelemeye, delillerin kararın gerekçesinde olumlu veya olumsuz olarak hiç tartışılmadan karar verildiğine ilişkin; katılan vekilinin bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1-Çanakkale 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 02/04/2015 tarih ve 2014/213-2015/120 sayılı kararı ile sanığın neticeten 5 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan kararın sadece sanık müdafii tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 04/07/2019 tarih ve 2017/11548- 2019/8141 sayılı bozma ilamı ile sanığın kazanılmış hakkı saklı tutularak hükmün bozulduğu anlaşılmakla; 1412 sayılı CMUK'un 326/son maddesi dikkate alınarak, 5 yıl 10 ay hapis cezasının infaz aşamasında gözetilmesine hükmedilmesi gerekirken, sanığın neticeten 5 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi,
    2-TCK'nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceğinin düzenlendiği; sanığın sürücü belgesi bilgileri incelendiğinde, aynı belge numarası adı altında B, A2, E ve D sınıfı sürücü belgesinin bulunduğu, sanık hakkında bu madde hükümlerinin uygulanmasına karar verilirken, yargılamaya konu kazayı idaresindeki kamyonet ile yaptığı ve bu nedenle sanığın somut olaya konu taksirle öldürme suçu sebebiyle A2, E ve D sınıfı sürücü belgesinin geri alınamayacağı gözetilmeden ilgili madde hükmünün amacına aykırı şekilde sürücü belgesinin sınıfı belirtilmeden geri alınmasına karar verilmesi,
    Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan dördüncü paragrafın hükümden çıkarılarak yerine, “Bozma kararı öncesi hükmedilen 5 yıl 10 ay hapis cezasına ilişkin 02/04/2015 tarihli hükmün sadece sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi nedeniyle, sonuç ceza miktarının sanık lehine kazanılmış hak teşkil edeceği gözetilip, 1412 saylı CMUK'un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hak nedeniyle infazın 5 yıl 10 ay hapis cezası üzerinden yapılmasına” ibaresinin yazılması, hükmün sürücü belgesinin geri alınmasına ilişkin paragrafına, "B sınıfı sürücü belgesi" ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara