Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/4452 Esas 2012/10103 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4452
Karar No: 2012/10103
Karar Tarihi: 26.11.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/4452 Esas 2012/10103 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemiyle Atatürk Mahallesi'nde bulunan taşınmazlar için dava açmıştır. Mahkeme, tapu kaydına dayanarak tüm taşınmazların 8 pay olarak tespit ve tescil edilmesine karar vermiştir. Davacı ise taksime ilişkin anlaşma ve ifraz krokisine dayanarak davalı adına olan tapunun iptali ile adına tescil edilmesini talep etmiştir. Mahkeme, kesin hüküm nedeniyle davayı reddederken, davacı taksim iddiasına dayanıp, tarafların delil olarak dayandıkları taksim krokisinin tanzim tarihinin muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasından sonra düzenlenip düzenlenmediği hususunun üzerinde durulması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, fazla peşin harcın iadesine karar verilmemesi de yanlış bulunmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu Madde 712
- Türk Medeni Kanunu Madde 714
- Türk Medeni Kanunu Madde 720
16. Hukuk Dairesi         2012/4452 E.  ,  2012/10103 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Davacı tarafça genel kadastro ile oluşan tapu kaydının iptali ve tescil istemi ile tapu kaydına dayanılarak açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
    Dava konusu Atatürk Mahallesi 219 ada 1 ve 220 ada 3 parsel sayılı 2544 ve 11442 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kaydı ve mahkeme kararına dayanılarak, tamamı 8 pay kabul edilmek suretiyle 1 payı davacı ... ve 7 payı davalı ... adına olmak üzere tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... anlaşma ve ifraz krokisine dayanarak, çekişmeli taşınmazların bir bölümünün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı taksime ilişkin anlaşma ve ifraz krokisine dayanmıştır. Davalı ise çekişmeli taşınmazlara revizyon gören tapu kaydında 7/8 oranında payı bulunduğunu, taşınmazları 2004 yılında müşterek murisin kendisine sattığını, davacı tarafından muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davası açıldığını ve kazanıldığını, 1 payın davacıya 7 payın ise kendisine bırakıldığını, taşınmazların tapu kaydı ve mahkeme kararına dayalı olarak taraflar adına müşterek mülkiyete tabi olacak şekilde tespit ve tescil edildiğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece çekişmeli taşınmazlar hakkında kesin hüküm bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan değerlendirme dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı taksim iddiasına dayandığı gibi mahkemenin 2009/287 Esas 2010/94 Karar sayılı dosyasında davalı taraf da delil olarak taksime dayanmıştır. Tarafların delil olarak dayandıkları taksim krokisinin tanzim tarihi, muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasından sonra ise, uyuşmazlığın kesin hükümden sonra yapılan taksime göre çözümlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. O halde mahkemece tarafların delil olarak dayandıkları taksim krokisinin muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasından sonra düzenlenip düzenlenmediği hususu üzerinde durulmalı, taksim krokisi sonradan düzenlenmiş ise bu yeni durum nedeniyle kesin hükme değer verilemeyeceği düşünülerek tarafların delilleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususun göz ardı edilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre davacı tarafından yatırılan fazla peşin harcın iadesine karar verilmemesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA 26.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara