Esas No: 2012/12902
Karar No: 2012/14272
Karar Tarihi: 10.12.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/12902 Esas 2012/14272 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.06.2009 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davalı ve dahili davalı, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava kabul edilmiş olup, hükmün dahili davalı 45 parsel sayılı taşınmaz maliki Döndü Uçar vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 22.12.2011 tarihli 2011/14528-15926 esas ve karar sayılı ilamıyla"....aleyhine geçit kurulan 111 ada 45 sayılı parsel maliki ... hakkında harcı yatırılmak sureti ile usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmamaktadır. Bu taşınmaz maliki hakkında ya usulünce dava açılıp eldeki dava ile birleştirilmeli ya da usul ekonomisi açısından harcı da yatırılmak suretiyle aynı davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanması gerekirken harçsız dilekçe ile dahili dava edilerek taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulması doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü, davalı ... Uçar vekili temyiz etmiştir.
Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
2012/12902-14272 -2-
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle ... alanlarında, nihayet bir ... aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilecekse, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca ... kaydının beyanlar hanesine şerhi de gereklidir.
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Somut olaya gelince, dosya içerisindeki pafta ve krokilerin incelenmesinden, lehine geçit kurulması istenen 111 ada 47 parsel sayılı taşınmazın kuzey doğusunda bulunan 45 sayılı parselin kuzey doğu cephesinde yol şeklinde boşluk görülmektedir. Buradan devamla, 111 ada 45 sayılı parselden geçilerek davacı taşınmazının geçit ihtiyacının giderilip giderilmeyeceği araştırılmamıştır.
Mahkemece, 111 ada 45 parsel sayılı taşınmazın kuzey doğu cephesinde paftada görülen boşluğun yol olup olmadığı bilirkişiye tespit ettirilmeli, ulaşıma elverişli kadastrol yol olduğu anlaşılması halinde 45 parsel sayılı taşınmazın batı sınırından kuzeye doğru gidilerek bu yere bağlanmak suretiyle geçit tesisinin mümkün olup olmadığı araştırılarak davacı taşınmazı lehine geçit hakkı kurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.