Esas No: 2019/10350
Karar No: 2022/9065
Karar Tarihi: 23.11.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/10350 Esas 2022/9065 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2019/10350 E. , 2022/9065 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi:Asliye Ceza Mahkemesi
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 16.11.2015 tarihli iddianamede; suç tarihi 2015 olarak gösterilip, “Şüpheli .'nun . ile evli olduğu ve fakat aralarındaki geçimsizlik sebebiyle bir süreden beri ayrı yaşadıkları, bu dönem içerisinde şüphelinin .’nın kendisini patronu olan . ile aldattığını öğrendiği, bunu eşine ispatlamak için 24/05/2015 günü .’yı takip ettiği, müşteki. ile birlikte eşinin A. Toki bloklarındaki eve birlikte gidip geceyi o evde geçirdiklerini gördüğü, sabahleyin de . ile müşteki .’in apartmandan çıkıp park halindeki araca bininceye kadar olan görüntülerini 25/05/2015 tarihinde elindeki cep telefonuyla kayda aldığı, bu olaydan kısa bir süre sonra 12/06/2015 tarihinde . ile .’ın boşandıkları, Şüpheli .’ın boşanma tarihinden sonra 18/06/2015 tarihinde kayda aldığı bu görüntüleri ‘bu gördüğün videonun açıklaması şu; bu zamana kadar herkese beni aldattı bunun için ayrılıyorum, diye açıklama yapan ..'nin evli, 3 çocuklu bir adamın evinde sabahladığı ve o evden çıktığı video’ şeklindeki açıklamayla birlikte .’nın yakınlarına gönderdiği, böylelikle müşteki ..'nın özel hayatının gizliliğini ihlal ettiği, müştekinin şikayetçi olduğu, şüphelinin uzlaşmak istemediği…” biçimindeki anlatıma dayalı olarak, sanığın TCK’nın 134/1-2, 53/1. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı ve yapılan yargılama sonunda sanık hakkında TCK’nın 134/1-1 ve 134/1-2. madde, fıkra ve cümlelerinde düzenlenen görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet hükmü kurulduğu anlaşılmakla, İddianamedeki anlatım ve uygulanması istenen sevk maddelerine göre; sanık ...’ın katılan ...’e karşı 18.06.2015 tarihinde TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasındaki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediği iddiasıyla da dava açılmasına rağmen mahkemece bu suça ilişkin hüküm kurulmadığı anlaşıldığından, dava konusu edilen bu eylemle ilgili olarak zamanaşımı süresi içinde bir karar verilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin; kamuya açık alanda gerçekleşen eylemde sanığa yüklenen suçun yasal unsurlarının oluşmadığına, eylemin katılana yönelik olmamasından dolayı sanığın atılı suçu işleme kastının bulunmadığına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Dosya kapsamına göre; gerekçeli karar başlığına yazılan “18/06/2015” tarihinin, sanığa yüklenen görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçuna ilişkin olduğu dikkate alındığında, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilen görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçu ile ilgili olarak 25.05.2015 olan suçun işlendiği tarihin, gerekçeli karar başlığına yazılmaması suretiyle CMK’nın 232/2-c madde, fıkra ve bendine uyulmaması,
2- Sanık ... ile eşi . arasındaki 11 Mayıs 2015 tarihli boşanma davasının devam ettiği ve tarafların fiilen ayrı yaşadıkları dönemde, eşinin, onu başka kadınlarla aldattığına dair dedikodu çıkarmasına rağmen 24 Mayıs 2015 tarihinde eşi ile eşinin patronu olan katılan ...’in aynı eve birlikte girdiklerini görüp, sabahleyin aynı evin önünde onların çıkmasını beklediğini beyan eden sanığın, eşi ile eşinin patronu arasında gayrimeşru ilişki olduğuna dair iddialarını delillendirip, boşanma davasında avantaj sağlamak amacıyla, 25 Mayıs 2015 günü saat 09.00 sularında, eşiyle katılanın arka arkaya ve yan yana yürüyüp, park halindeki araca bindikleri ana ilişkin 59 ... süren görüntülerini, video olarak gizlice kaydettikten bir süre sonra, ... 9. Aile Mahkemesinin 04.06.2015 tarihli, 2015/807-2015/872 sayılı kararıyla sanıkla eşinin anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği ve boşanma kararının 12.06.2015 tarihinde kesinleştiği olayda; Sanığın, sübut bulan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu, eşinin patronu olan katılana yönelik işlediği ve katılandan kaynaklanan sanığa yönelik herhangi bir söz ya da davranış bulunmadığı halde, “Sanığın bu eylemi boşandığı eşinin kendisine yönelik suçlamaları ve boşandığı eşinin patronu şikayetçi ile ilişkisi nedeniyle bunu öğrenerek gerçekleştirdiği dikkate alınarak, söz konusu suçu tahrik altında gerçekleştirdiği kabul edilmiş ve cezasında tahrik nedeniyle indirim yapılmıştır.” biçimindeki, çekimin yapıldığı dönemi ve çekilen görüntü içeriğini de gözardı eden yetersiz gerekçelerle TCK’nın 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanması suretiyle sanığa eksik ceza tayini,
3- Sanık ve sanık müdafii tarafından hükmün tefhim edildiği 12.04.2016 tarihli duruşmada ve sanık müdafinin sunduğu 11.04.2016 tarihli esas hakkındaki savunmaları içeren dilekçede; mahkumiyet kararı verilmesi halinde, lehe olan kanun hükümlerinin uygulanması talep edildiği halde, TCK’nın 52/4. madde ve fıkrasındaki mehil verilme ve taksitlendirme hükmünün uygulanması istemini de kapsayan bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının infazda gözetilerek saklı tutulmasına, 23.11.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.