Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/11751 Esas 2012/14158 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/11751
Karar No: 2012/14158
Karar Tarihi: 04.12.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/11751 Esas 2012/14158 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2012/11751 E.  ,  2012/14158 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.06.2011 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit ve ipoteğin fekki istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 04.12.2012 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... ...geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _K A R A R_
    Davacı, dava dışı ..."ın davalı kooperatiften kullandığı 15.000TL bedelli kredinin teminatı olarak 9 parsel sayılı taşınmazda bulunan (B) blok, zemin kat, 20 numaralı dükkanına davalı yararına 30.000 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, kredi borcunun ödenmesinden sonra davacının onayı alınmadan davalı kooperatif tarafından...’a yeniden verilen 15.000 TL bedelli kredinin ödenmemesi üzerine... 1. İcra Müdürlüğü’nün 2008/5285 sayılı dosyası ile hakkında icra takibi yapıldığını ileri sürerek, borçlu olmadığının tespitini ve taşınmazdaki ipoteğin kaldırılması ile haksız takip nedeniyle icra inkar tazminatının davalıdan alınmasını istemiştir.
    Davalı kooperatif, davacının ..."ın kullandığı ve kullanacağı kredilerin teminatı olmak üzere taşınmazına ipotek tesis ettirdiğini, anılan kişiye verilen kredinin ödenmemesi üzerine hakkında icra takibi yapıldığından davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin kaldırılması ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.

    İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince ... siciline tescil edilmesi gerekir.
    Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir.
    Somut uyuşmazlıkta, incelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, dava dışı...’ın davalıdan kullandığı veya ileride kullanacağı kredilerinin teminatı olarak 30.000YTL bedel ile tesis edildiği görülmektedir. Bu haliyle ipotek, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 851 ve 881. maddelerinde ifadesini bulan azami meblağ (üst sınır) ipoteğinde alacağın ulaşacağı miktar önceden belirsiz olduğundan taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosunda gösterilen limitle sınırlanabilir. Somut olayda, anılan ipotek üst sınır ipoteği olduğundan, terkin edilmediği sürece dava dışı...’ın kullanacağı kredilerden ipotek miktarı ile davacı sorumluluğu devam etmekle her kredi kullanımında yeniden onay alınmasına gerek bulunmamaktadır.
    Diğer taraftan, Türk Medeni Kanununun 875. maddesinde belirtilen ve ipotekle teminat altına alınan ana borç, gecikme faizi, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan eklentilerden oluşan borcun toplam miktarının bu limiti aşması olanaklı değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 1989/11-294E. 1989/378K. ve 24.05.1989 tarihli kararında da yukarıdaki kural benimsenmiştir. Bu kural uyarınca üst sınır ipoteğinde alacak bakımından bir üst sınır tespit edilerek teminatın kapsamı saptanmaktadır. Bu şekilde rehin edilen alacağın tutarı değil, ipotekli gayrimenkulün sorumlu olduğu üst miktar belirlenmektedir. O halde teminat, alacağı ve alacaklı icra takibi yapmışsa takip giderleri ile temerrüt faizlerini, üst sınıra kadar sınırlamaya tabi olmaksızın sağlamaktadır. Bu bakımdan üst sınır ipoteği kurulurken akit tablosuna üst sınır belirlenmesi yapıldıktan sonra “ bu meblağa ilaveten” denilmek suretiyle ilave yapma olanağı bulunmamaktadır. Yapılsa da geçerli sayılmaz.
    Bütün bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece; davalının davacı aleyhine... 1.İcra Müdürlüğü’nün 2008/5285 sayılı dosyası ile yaptığı takip talebi, ipoteğin azami meblağ (üst sınır) ipoteğine ilişkin bulunduğu dikkate alınarak, alacaklının ipotekle teminat altına alınan anapara alacağı, anapara dışında istenebilecek gecikme faizi ile icra giderleri gerek duyulursa bilirkişiye hesaplattırılarak, bunların toplamı ipotek akit tablosunda

    gösterilen limiti aşmamak koşuluyla alacaklıya ödenmek üzere davacıya depo ettirmek üzere süre verilmeli, eksiksiz depo edildiği takdirde ipotek şerhi terkin edilmeli, kısmen ödeme yapılırsa davanın reddine karar verilmekle beraber ödenen miktarın kütüğün düşünceler sütununda gösterilmesine karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar bir yana bırakılarak eksik araştırma ve inceleme ile yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm BOZULMASINA, 900 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 04.12.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.











    Hemen Ara