16. Hukuk Dairesi 2012/7794 E. , 2012/9943 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Mollababa Köyü çalışma alanında bulunan 125 ada 12 parsel sayılı 48557,10 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ham toprak niteliği ile Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydı, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli 125 ada 12 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi Hazine adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, verilen süre içerisinde davacı tarafın keşif avansını yatırmadığı bu nedenle keşif deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 36. maddesinin mahkemece verilen süreye riayet etmeyen taraf aleyhine uygulanabilmesi için ara kararında hakim, katip, mübaşir, yerel bilirkişi adayları, tanık, teknik bilirkişilere verilecek ücretlerle vasıta parasının ve yapılacak tebligatlarla ilgili masrafların kalemler halinde gösterilip, bu ücretlerin temini ve yatırılması için ilgiliye makul ve belirli bir süre tanınması, ilgiliye tanınacak süre ile keşif günü arasında da bilirkişi adayları ve tanıklara davetiye tebliğ edilip, arazi başında hazır olmalarının bildirilebilmesi için yine uygun bir sürenin bulunmasına azami özen gösterilmesi gerekmektedir. Somut olayda keşif ihtaratını içeren muhtıraya tanıklar için çıkartılacak davetiye gideri ile bu hususta davacı tarafa verilen kesin süre ve kesin süreye uyulmamasının sonuçları yazılmadığı gibi, iki grup davacı olduğu halde, hangi davacının ne kadar keşif avansı yatıracağı hususu da açıklığa kavuşturulmadığından, Mahkemece, 25.06.2012 tarihinde yapılacak keşif için ara kararında belirtilen ücretlerin yatırılması hususunda davacıya yapılan ihtarat usulüne uygun bulunmamaktadır. Davacıların keşif deliline başvurmaktan vazgeçmiş sayıldıkları ve bunun sonucu olarak da davanın kanıtlanamadığının kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.