(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2009/9663 E. , 2010/1380 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının kiralananda kiracı olup müvekkili ile ... Büyükşehir Belediyesi arasında müşterek banliyö işletmeciliği yapılmak üzere düzenlenen protokol gereği gerek inşaat çalışmaları sırasında güvenliğin sağlanması, gerek bitiminde yapılacak çevre düzenlemesi nedeniyle ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın ihtiyacının bulunduğunu, protokol gereği belediye başkanlığının kiralanan taşınmazın bir an önce kaldırılmasını istediğini, bu talep doğrultusunda davalıya 30.11.06 tarihinde ihtarname keşide edilmiş ise de sonuç alınamadığını belirterek, davalının ihtiyaç nedeniyle tahliyesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının kiralanana ihtiyacının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Borçlar Kanunu’na tabi süresiz sözleşmelerde feshi ihbar süresi bu kanunun 262. maddesi hükmüne göre belirlenir. Anılan madde hükmü gereğince süresiz sözleşmelerde üç ay önceden kiracıya feshi ihbar tebliğ ettirilmesi ve o dönem sonunda dava açılması gerekir. Altı aylık dönemin birinde tebliğ ettirilen feshi ihbar ancak bu dönem sonunda dava açma hakkı verir. Bu feshi ihbar sonraki dönem için kullanılamaz. Borçlar Kanunu’nun kapsamına giren yerlerin tahliyesi için feshi ihbar yeterli olup başka sebep aramaya gerek yoktur.
Olayımıza gelince; davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.01.2004 başlangıç, 31.12.2004 bitim tarihli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede kiralananın 151 m²’si kapalı ve 440,67 m² açık alan olarak gösterilmiş, yazlık kışlık çay bahçesi ve çocuk oyun alanı olarak kullanılacağı belirtilmiştir. Bu haliyle kiralananın Borçlar Kanunu’nun adi kiraya ilişkin hükümlerine tabi olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın bu kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Olayda 6570 Sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanma olanağı yoktur. Buna göre sözleşme 01.01.2005 tarihinden itibaren Borçlar Kanunu’nun 263. maddesi hükmü
gereğince süresiz sözleşmeye dönüşmüş olup davacı tarafından 30.11.2006 tarihinde keşide edilen ve 4/12/2006 tarihinde tebliğ edilen feshi ihbar ihtarnamesi altı aylık dönemin sonundan üç ay öncesini kapsamadığından 29.01.2007 tarihinde açılan dava süresinde değildir. Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA,istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.