Esas No: 2012/12000
Karar No: 2012/13581
Karar Tarihi: 23.11.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/12000 Esas 2012/13581 Karar Sayılı İlamı
- İNTİFA HAKKININ TERKİNİ
- FEDAKARLIĞIN DENKLEŞTİRİLMESİ İLKESİ KARAYOLU BAĞLANTISI
- TAŞINMAZ ÜZERİNDEKİ AĞAÇLARIN BEDELİNİN DEPO ETTİRİLMESİ
- TÜRK MEDENİ KANUNU (TMK) (4721) Madde 747
- KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN (6001) Madde 17
"İçtihat Metni"
Davacı, 1967 parsel sayılı taşınmazı yararına, davalılara ait 243 ve 246 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, 1967 parsel sayılı taşınmaz lehine, 243 ve 246 sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü davalılar temyiz etmiştir.
Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanununun “Erişme kontrolü uygulanan karayollarına bağlantı, şehir geçişleri ve yerleşim” başlıklı 17 maddesine göre;
Erişme kontrolü uygulanan karayollarına bağlantılar Genel Müdürlüğün uygun gördüğü yerlerde ve şekillerde yapılır. Erişme kontrolü uygulanan karayolu çevresinin bu bağlantı noktalarına ulaşımı, toplayıcı yollarla veya bağlantı noktasına ulaşan diğer yollar vasıtasıyla sağlanır.
Erişme kontrolü uygulanan karayollarına bitişik taşınmaz sahipleri ile kiracıları veya kullananların arazilerinden erişme kontrolü uygulanan karayoluna doğrudan giriş ve çıkış hakları yoktur.
Erişme kontrolü uygulanan karayolunun şehir geçişlerinde karayolunun şehir ile bağlantı ve ilişkilerinin düzenlenmesi, Genel Müdürlüğün teklifi üzerine, Bakanlık ve ilgili belediye tarafından müştereken kararlaştırılır. İşletme hakkı verilen veya devredilen erişme kontrolü uygulanan karayollarında, şehir geçiş güzergâhının veya karayolunun şehir ile bağlantı ve ilişkilerinin değiştirilmesinde işletici şirketin görüşü alınır.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; geçit kurulan 243 ve 246 parsel sayılı taşınmazların yüzölçümü bu taşınmazların doğusunda bulunan 241 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünden daha küçüktür.Fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince 243 ve 246 parsel sayılı taşınmazlardan geçit kurulması doğru olmamıştır.
Bu durumda öncelikle dava konusu taşınmazların kuzeyindeki tüm yolları gösterir pafta getirtilerek keşif yapılmalı, öncelikle 241, 245, 244, 1105, 1104 parsel sayılı taşınmazlar üzerinden, mümkün olmadığı takdirde 249, 2264, 2263, 2261 parsel sayılı taşınmazların doğusundan geçit kurulup kurulmayacağı araştırılmalıdır.
Ayrıca kurulan geçit yeri paftasına işaretlenerek Karayolları Genel Müdürlüğüne gönderilmeli, çıkışın karayolu bağlantısı nedeniyle gerek ilgili mevzuat ve gerekse can güvenliği açısından tehlike oluşturup oluşturmadığı veya davacının katlanabileceği boyuttaki harcama ile varsa sakıncalarının giderilip giderilemeyeceği ve bunun için ne yapılması gerektiği sorulmalı, karayoluna çıkış engeli bulunduğu saptanırsa ve bunun giderilme olanağı da yok ise diğer alternatifler üzerinde durulmalı, bu da mümkün değilse davanın reddine karar verilmelidir.
Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre, aleyhine geçit kurulan 243 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların bedelinin depo ettirilmemesi de isabetli olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 23.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.