(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2009/9800 E. , 2010/1251 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, dört adet taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece miras taksim sözleşmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili dava dilekçesinde; murisleri ..."den intikal eden ... ada ..., ... ve ... ada ... ile ... ada ... parsel no"lu taşınmazlar hakkında miras taksim sözleşmesi yaptıklarını ancak davalı mirasçıların bu taksim sözleşmesine uymadıklarını belirterek aynen taksim ya da satış suretiyle ortaklığın giderilmesini istemiştir. Davalılar dava konusu taşınmazlar hakkında 17.11.1989 tarihinde miras taksim sözleşmesi yaptıklarını ve bu sözleşmeye göre herkesin kendisine bırakılan yeri kullandığını bağ diktiklerini ve davanın reddini savunmuşlardır.
Dava konusu taşınmazların tarafların miras bırakanı ..."den kaldığı, murisin ölümünden sonra 17.11.1989 tarihli miras taksim sözleşmesiyle taraflar arasında taksim edildiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taksim sözleşmesinin düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan 743 Sayılı Türk Medeni Kanununun 611. maddesine uygun taksim sözleşmesi düzenlenmiş ise de bu tarihten sonra kadastro tesbiti yapılmış ve ... ve ... parseller paylı olarak taraflar adına, ... parsel iştirak halinde taraflar adına, ... parsel ise paylı olarak tarafların murisi ... ve dava dışı ... adına tesbit edilmiş olup, kadastro tesbiti 1993 ve 1994 yıllarında kesinleşmiş olduğundan taksim sözleşmesinin varlığından ve geçerliliğinden söz edilemez. Davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmazlar paylı ve iştirak halinde mülkiyete konu olup, 17.11.1989 tarihli taksim sözleşmesi daha sonra yapılan kadastro tesbiti ile hayata geçirilmeyerek bozulmuştur. Mahkemece işin esasına girilerek taşınmazların aynen taksimi mümkün ise aynen taksim suretiyle, değil ise satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile taksim sözleşmesine değer verilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 09.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.