Esas No: 2012/11666
Karar No: 2012/13302
Karar Tarihi: 19.11.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/11666 Esas 2012/13302 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.02.2011 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 21.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 26.02.1992, 18.12.1992 ve 22.06.1993 tarihli satış vaadi sözleşmelerine dayanarak davalıların dava konusu 313 ada 24 sayılı parseldeki hissesinin iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi olması nedeniyle satış vaadi sözleşmelerinin ifa olanağı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satış vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Sözleşmenin ifası ancak, elbirliği mülkiyetinin sona ermesi halinde istenebilir. Fakat, elbirliği ortaklarının birbirlerine yaptıkları satış geçerlidir. Zira, bu durumda her bir ortağın tasfiye payı kalmamakta, bu pay elbirliği mülkiyetinin diğer ortağının tasfiye payına ilave edilmiş olmaktadır.
Somut olayda; davacı ile davalılar arasında soyisim benzerliği bulunmaktadır. ... kızı Nebihe Yavuzefe mirasçıları adına tapuya kayıtlı
taşınmazda davacının elbirliği ortağı olup olmadığı mahkemece araştırılmamıştır. Davacının elbirliği ortağı olduğunun saptanması halinde ortakların birbirine yaptığı satış geçerli olacağından davanın kabulü, aksi halde reddine karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 19.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.