Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/8775 Esas 2010/1089 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/8775
Karar No: 2010/1089

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/8775 Esas 2010/1089 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2009/8775 E.  ,  2010/1089 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava önalım hakkına konu edilen payın iptali ve tesciline ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin taşınmazda 11864/26777 payın maliki olduğunu, aynı taşınmazda paydaş ... 14913/26777 payını davalıya 50.000.- TL bedelle sattığını, satışın müvekkiline bildirilmediğini belirterek önalım hakkının tanınmasını istemiştir.Davalı ise fiili taksim savunmasında bulunarak davanın reddini savunmuştur.
    Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması T.M.K.nun 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir
    Önalım hakkına konu edilen payın bulunduğu taşınmazda davalının 8.1.2009 tarihinde 50.000 TL bedelle pay alması üzerine açılan davanın yargılaması sırasında davalı fiili taksim savunmasında bulunarak bu konudaki delillerini bildirmiştir. Dava konusu parselin imar uygulaması sonucu oluştuğu görülmektedir. Davalı imar parseli öncesi taşınmazın eylemli olarak kullanıldığını ve payı satan şahsın kendi payı üzerine ev yaptığını ve uzun süre bu şekilde kullanıldığını pay alırken de bu yeri satın aldığını savunduğuna göre bu savunma üzerinde durularak fiili taksim konusunda davalının delilleri varsa davacı tarafın delillerinin toplanması, uzman bilirkişi marifetiyle mahallinde keşif yapılması imar öncesi ve sonrası zemin üzerinde fiili taksim olup olmadığının belirlenmesi, kimin nereyi kullandığının tesbit edilip krokide gösterilmesi ve denetime elverişli bilirkişi raporu alındıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 8.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara