Esas No: 2022/2518
Karar No: 2022/9569
Karar Tarihi: 06.12.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/2518 Esas 2022/9569 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2022/2518 E. , 2022/9569 K.Özet:
Sanık, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan 1 ay hapis cezası ile, hakaret suçundan da 105 gün adli para cezasına çarptırılmıştır. Ayrıca hakaret suçundan verilen ceza açıklanmamış, denetim süresine tabi tutulmuştur. Daha sonra sanıklar, kasten yaralama ve mala zarar verme suçlarından mahkum olmuş ve önceki hüküm açıklanmıştır. Temyizde, hakaret suçundaki mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz istemi reddedilmiştir. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan verilen hüküm bozulmuştur.
TCK'nın 179/2, 125/1-4 maddeleri trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu ve hakaret suçu için belirleyici hükümlerdir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5, 231/11, 251 maddeleri de kararda yer almaktadır. Basit yargılama usulü için düzenlenen 251. madde, kovuşturma evresi ve karar durumlarına göre uygulanmakta ve sonuç cezaları dörtte bir oranında indirilebilmektedir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarının geriye yürümemesi ve ceza hukuku kurallarının derhal uygulanması da kararda vurgulanmıştır.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi:Asliye Ceza Mahkemesi
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ve hakaret suçundan sanık ...’in mahkumiyetine ilişkin hükümler ile hakaret suçundan sanık ...’in mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelendi gereği düşünüldü;
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve hakaret suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda, TCK'nın 179/2, 125/1-4. maddeleri gereğince cezalandırılmasına, hakaret suçundan 105 gün adli para cezasına, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise 1 ay hapis cezası ile; Hakaret suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda ise TCK’nın 125/1-4. maddeleri gereğince 105 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince sanıklar hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıllık denetim süresine tabi tutulmasına dair ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 19.01.2012 tarihli ve 2011/542 esas, 2012/65 karar sayılı kararının 07.02.2012 tarihinde kesinleşmesine müteakip sanıkların denetim süresi içinde 23.03.2013 tarihinde sanık ...’ın kasten yaralama ve mala zarar verme suçunu, sanık ...’in ise kasten yaralama suçunu işlediği ve ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin bu suçtan sanıkların mahkumiyetine karar verdiği, hükmün 10.03.2015 tarihinde kesinleştiği ve ihbar üzerine dosya yeniden ele alınarak önceki hükmün 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/11. maddesi gereğince açıklanmasına dair ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.11.2015 tarihli ve 2015/255 Esas, 2015/467 Karar sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
1-Her iki sanık hakkında hakaret suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazetede yayımlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas - 2009/114 Karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK'nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL'ye kadar (2000 TL dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanunun 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL dahil) adli para cezalarının 5320 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla;sanıklar hakkında hakaret suçundan dolayı 03.11.2015 tarihinde doğrudan hükmedilen 2100 TL'den ibaret mahkumiyet hükmüne yönelik suç vasfına ilişkin herhangi bir temyiz istemi de bulunmadığından, sanıklar müdafiinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
2-Sanık ... hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz nedenlerinin incelenmesine gelince; Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 179. maddesinin 2-3.fıkralarında düzenlenen ''trafik güvenliğini tehlikeye sokma'' suçuna ilişkin olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK'nın 179. maddesinin 2. fıkrasında temel ceza miktarının ''üç aydan iki yıla kadar hapis cezası'' olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK'nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ''Basit Yargılama Usulü'' başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ''Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.'' şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ''01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.'' şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile; ''...kovuşturma evresine geçilmiş...'' ibaresinin, aynı bentte yer alan ''...basit yargılama usulü...'' yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ''mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.'' şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ''Basit Yargılama Usulü'' yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafinin temyiz sebepleri yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA; 06.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.