Esas No: 2022/4202
Karar No: 2022/9567
Karar Tarihi: 06.12.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/4202 Esas 2022/9567 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2022/4202 E. , 2022/9567 K.Özet:
Sanığın trafik kurallarına aykırı hareket etmesi sonucu trafik güvenliğini tehlikeye soktuğu ve hakaret suçunu işlediği gerekçesiyle verilen hükümler incelendi. Hakaret suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz istemi reddedilirken, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için verilen cezanın basit yargılama usulüne tabi olduğu ve bu durumda mahkumiyet kararının dörtte bir oranında indirilmesi gerektiği belirtilerek, bu yönünden kararın bozulması gerektiği ifade edilmiştir. Kanunlar açısından 5237 sayılı TCK'nın 179. maddesinde trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu düzenlenmiştir. 5271 sayılı CMK'nın 251. maddesi basit yargılama usulünü düzenlemekte ve mahkumiyet kararlarının dörtte bir oranında indirilmesini öngörmektedir. 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi, 321. maddesi ve 765 sayılı TCK hükümlerini düzenlemektedir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma, Hakaret
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve hakaret suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
1-Sanık hakkında hakaret suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz nedenlerinin incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 07.10.2009 gün ve 27369 sayılı Resmi Gazetede yayımlanıp, yayımından itibaren bir yıl sonra 07.10.2010 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2009 gün ve 2006/65 Esas - 2009/114 Karar sayılı iptal hükmünün yürürlüğe girdiği tarihe kadar 5237 sayılı TCK'nın 50 ve 52. maddeleri ve 765 sayılı TCK hükümleri uyarınca doğrudan hükmedilip, başkaca hak mahrumiyeti içermeyen 2000 TL'ye kadar (2000 TL dahil) adli para cezalarına ilişkin mahkumiyet hükümleri 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı Kanunun 305. maddesi gereğince kesin nitelikte olup, 07.10.2010 ila 6217 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihine kadar ise mahkumiyet hükümlerinin hiçbir istisna öngörülmeksizin temyizinin mümkün olduğu, 14.04.2011 ve sonrasında ise, doğrudan hükmedilen 3000 TL’ye kadar (3000 TL dahil) adli para cezalarının 5320 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu anlaşılmakla; sanıklar hakkında hakaret suçundan dolayı 03.11.2015 tarihinde doğrudan hükmedilen 2100 TL'den ibaret mahkumiyet hükmüne yönelik suç vasfına ilişkin herhangi bir temyiz istemi de bulunmadığından, sanıklar müdafiinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
2-Sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz nedenlerinin incelenmesine gelince;
Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 179. maddesinin 2-3. fıkralarında düzenlenen ''trafik güvenliğini tehlikeye sokma'' suçuna ilişkin olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK'nın 179. maddesinin 2. fıkrasında temel ceza miktarının ''üç aydan iki yıla kadar hapis cezası'' olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK'nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ''Basit Yargılama Usulü'' başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ''Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.'' şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanunun geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ''01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.'' şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile; ''...kovuşturma evresine geçilmiş...'' ibaresinin, aynı bentte yer alan ''...basit yargılama usulü...'' yönünden Anayasaya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanunun 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ''mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.'' şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ''Basit Yargılama Usulü'' yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması;
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz sebepleri yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA; 06.12.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.