Esas No: 2012/9724
Karar No: 2012/11639
Karar Tarihi: 11.10.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/9724 Esas 2012/11639 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.12.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında beyanlar hanesinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 694 ada 5 sayılı parselde tapu kütüğünün beyanlar hanesinde "üzerindeki ev ...aittir" belirtmesi bulunduğunu, taşınmazı satın alırken üzerindeki bina ile birlikte satın alması nedeniyle mevcut belirtmenin terkinini talep etmiştir.
Davalılardan ... davaya cevap vermemiş, diğer davalılar davayı kabul etmişlerdir.
Mahkemece, dava kabul edilmiştir.
Hükmü davalılardan ... temyiz etmiştir.
22.12.1995 tarihli ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı üzere eşya hukukunda “muhdesat” kavramından bir arazi üzerindeki arz malikinden başkasına veya bir paydaşa ait yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet ya da sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Mahkemenin kabul ettiğinin aksine muhdesat sahibinin hakkı sadece kişisel bir haktır. Bu hakkın hukuki mahiyeti ve nasıl kullanılacağı ise Türk Medeni Kanununun 722, 723, 724 ve 729. maddelerinde açıklanmıştır.
Bir kişi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19. maddesinin 2. fıkrası olanak sağlamaktadır. Gerçekten, anılan hüküm uyarınca; “taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğü beyanlar hanesinde gösterilir." Bu tür bir hakkın zemin üzerindeki binanın veya ağaçların yok olması gibi bazı nedenlerle ortadan kalkacağı kuşkusuzdur. Diğer taraftan Türk Medeni Kanununun 1012. maddesi hükmü gereğince de kaydın terkini kütükte hak sahibi görünen bütün ilgililerin rızaları ile mümkündür. Muhdesat belirtmesi, Türk Medeni Kanununun 684. maddesine sınırlama getirerek muhdesat konusu ile arazinin bütünleşmesine engel olduğundan, arazi sahibinin mülkiyet hakkını ileri sürmek suretiyle ve muhdesat bedelinin hak sahibine ödenmesi koşuluyla mahkemeden terkin talebinde bulunulması da olanaklıdır.
Muhdesat belirtmesine ilişkin bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; davalılardan ... hariç diğer davalıların kabul beyanlarında dava konusu taşınmazın belirtmelikte yazılı muhdesat ile birlikte davacıya satıldığı belirtildiğinden şerhin bu davalılar yönünden kaldırılmasında bir aykırılık yoktur. Ancak davalı ... kendi payına düşen bedeli alamadığı için şerhin kaldırılmasının doğru olmadığını belirterek kararı temyiz etmektedir. Dosya içerisinde bu savunmanın aksini ispatlayan bir delil bulunmadığı gibi, mahkemece de bu yönde bir araştırma yapılmamış olması nedeni ile şerhin bu davalı yönünden de kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılması gereken iş, taşınmaz başında keşif yapılarak davalı ...’ın muhdesattaki payının dava tarihi itibarı ile değerinin belirlenerek davacı tarafından depo edilmesinden sonra şerhin terkinine, aksi takdirde davalı ... payı yönünden davanın reddine karar vermek olmalıdır.
Mahkemece açıklanan şekilde araştırma ve inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken şerhin tüm davalılar yönünden kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı ... lehine BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 11.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.