Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/6487 Esas 2012/8976 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/6487
Karar No: 2012/8976
Karar Tarihi: 08.11.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/6487 Esas 2012/8976 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan yargılanan iki sanığın beraatine karar verdi. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu karara itiraz etti ve davanın yeniden incelenmesi için dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderildi. Ceza Genel Kurulu, ticareti terk eden limited şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin de cezalandırılabileceği, ticari şirketi temsil ve idareden sorumlu müdür ve yetkililerinin cezai sorumluktan muaf tutulmalarının yasal dayanağı bulunmadığı kararını verdi. Mahkeme, sanıkları beraat ettirdiği gerekçesiyle kararını bozdu ve sanıkların suçlu olduğuna hükmetti. İlgili kanun maddeleri: İcra ve İflas Yasası'nın 44, 337/a ve 345 maddeleri; Türk Ticaret Yasası'nın 18. maddesi.
16. Hukuk Dairesi         2012/6487 E.  ,  2012/8976 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ : ... 6. İCRA MAHKEMESİ


    Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan sanıklar ... ve ...’ün beraatine karar verilmiş, hüküm şikayetçi tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya gönderilmekle Dairemizce yapılan inceleme sonunda 17.10.2011 tarihli karar ile mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiş, bu karara karşı Yargıtay C.Başsavcılığının 08.12.2011 tarihli itirazı üzerine, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.07.2012 tarih ve 2011/686 Esas, 2012/497 sayılı kararı ile 6352 sayılı yasanın 99 ve 101. maddeleri uyarınca itirazın Dairemizce değerlendirilmesi için dosya yeniden gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Somut olayda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında; İİK"nun 44. maddesinde “ticareti terk eden tacir” ifadesi kullanılmış olup bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün bulunmadığı, bu sebeple limited şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin de, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İİK"nun 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi cezalandırılmalarına da bir engel bulunmadığı; diğer yandan, İİK"nun 44. maddesinde yapılan değişikliğin “ticareti terk eden kötü niyetli borçluların” bu davranışlarının önlenmesi amacıyla yapıldığının da gerekçede açıkça ifade edildiği, Yüksek Özel Dairenin kararında tüzel kişi tacirler hakkında 44. maddesinin 2. fıkrasının uygulama kabiliyetinin olmadığı belirtilmiş ise de, aynı maddenin 1. fıkrasının gözönüne alınmadığına değinilmiş ve bozma kararı verilmesi gerekirken onama kararı verilmesinin isabetsizliği ileri sürülerek hükmün bozulması talep edilmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının aynı konudaki itirazına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarih ve 2012/16.HD - 505, 509 ve 513 Esas sayılı dosyalarında özetle; ticareti terk eden borçlunun 6762 sayılı Türk Ticaret Yasası anlamında tacir olmasının gerektiği, 6762 sayılı Kanunun 18. maddesinde ticaret şirketlerinin de tacir olduğunun belirtilmesi nedeniyle ticaret şirketlerinin ve bu anlamda limited şirketin anılan Kanunun 18. maddesi uyarınca tacir olduğunda kuşku bulunmadığı, İİY"nın 44. maddesinde "ticareti terk eden tacir" ifadesi kullanılmış olup, bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün konulmadığı, o halde tacir sayılan limited şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İcra İflas Yasasının 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı Yasanın 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmalarına da bir engel bulunmadığı, diğer yandan İİY"nın 44. maddesinde yapılan değişikliğin “ticareti terk eden kötü niyetli borçluların” bu davranışlarının önlenmesi amacıyla yapıldığının da gerekçede açıkça ifade edildiği, ticari şirketi temsil ve idareden sorumlu müdür ve yetkililerinin bu suçu işleyemeyeceklerinin kabulü halinde, ticareti terk suçunu işleyen gerçek kişi tacirlerin İİY"nın 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmaları gerekecek, ancak aynı fiili işleyen ve İİY"nın 345. maddesi uyarınca bu fiilden sorumlu tutulması gereken ticaret şirketi müdür ve yetkililerinin ise cezai sorumluluktan muaf tutulmaları anlamına gelecektir ki bunun yasal bir dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle oyçokluğuyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar verilmiştir.
    Yargıtay C. Başsavcılığının itirazı yerinde görüldüğünden kabulü ile Dairemizin 17.10.2011 tarih ve 2010/9425 Esas, 2011/5768 sayılı kararının kaldırılmasına karar verilerek yapılan inceleme sonunda;
    Ticaret şirket yetkilisi olan sanıklara isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi ve bu durumu on beş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesi gerekmekte olup, somut olayda Kasımpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğünün 11.02.2009 tarih ve 3546 sayılı yazısında, borçlu şirketin ticaret sicil memurluğundan bildirilen adresinde faaliyetine 2007/08 ayında son verdiğini ve aynı adreste başka bir şirketin faaliyette bulunduğunun bildirmesi, diğer taraftan ticaret sicilinde kayıtlı adresinde zabıta marifetiyle yaptırılan araştırma sonunda da, şirketin adresinde faaliyet göstermediğinin tespit edilmesine göre, borçlu şirketin ticareti terk ettiğinin kabulünün gerekmesi nedeniyle yetkilisi sanıkların mahkumiyeti yerine beraatlerine karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, 08.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Hemen Ara