Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/9992 Esas 2012/11479 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/9992
Karar No: 2012/11479
Karar Tarihi: 10.10.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/9992 Esas 2012/11479 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2012/9992 E.  ,  2012/11479 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.08.2009 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, maliki olduğu 359 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına 11.02.1943 tarihinde Damdelen İbrahim karısı Dudu lehine konulan 600,00 TL bedelli ipoteğin kaldırılmasını istemiştir.
    İpotek lehdarı Dudu Damdelen mirasçıları davaya cevap vermemişlerdir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davacının, davalı Hazine yönünden ileri sürdüğü temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir.
    2-İpotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, borç olarak alınan 600,00 TL için tesis edildiği görülmektedir. Açıklanan bu niteliğine göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 875. maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alır. Alacaklı, ipoteğin fekki için anaparanın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebileceğinden, ipoteğin kaldırılmasına ancak anaparanın, gecikme faizinin, icra takibi yapılmışsa takip giderlerinin ödenmesi halinde karar verilebilir. Taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur.
    Ancak, borçlu anapara ipotek miktarından bir kısmını ödemiş veya depo etmişse yine de davanın reddi gerekir ise de, “çoğun içinde az da vardır” kuralı uyarınca Tapu Sicil Tüzüğünün 31/son maddesi hükmüne göre ipotek bedelinden ödenen bölümün kütüğün düşünceler sütununda gösterilmesi gerekir.
    Bütün bu açıklamalar doğrultusunda mahkemece yapılması gereken iş; İpotek, kesin borç (karz) ipoteğine ilişkin bulunduğundan, taraflardan alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıp yapmadığını sorup saptamak, icra takibi varsa bu dosyayı getirtmek, resmi akit tablosundaki sözleşme hükümlerini gözetmek suretiyle alacaklının anapara dışında isteyebileceği gecikme faizi ile icra takibi yapılmışsa takip giderlerini gerek görülürse bilirkişiye hesaplatmak, bunların toplamını alacaklıya ödenmek üzere davacıya depo ettirmek, eksiksiz depo edilirse ipotek şerhini terkin etmek, kısmen ödeme yapılırsa davanın reddine karar verilmekle beraber ödenen bölümü kütüğün düşünceler sütununda gösterilmesine karar vermek olmalıdır.
    Somut olayda; dava konusu parseller üzerine Mehmet kızı Dudu lehine 12.02.1943 tarihinde de 600,00 TL bedelli, birinci derecede, faizsiz ve 1943 Eylül ayında ödenmek üzere ipotek tesis edilmiştir. Davacı borcun ödendiğini ispatlayamamış ve ipotek bedeli olarak 1,00 TL yi depo etmiştir. Mahkemece, bilirkişi vasıtasıyla ipotek bedeli güncelleştirilmiş ve bu bedelin davacı tarafından depo edilmesi için davacı tarafa süre verilmiş ve güncellenen ipotek bedelinin davacı tarafından yatırılmaması nedeniyle de dava reddedilmiştir. Uyuşmazlık 1943 yılında konulan ve ödenmeyen 600,00 TL ipotek bedelinin hangi miktarda ödetilmesi gerektiği konusunda toplanmaktadır.Yukarıda da belirtildiği gibi, 600,00 TL ipotek bedeli daha sonraki yıllarda Türk parasından altı sıfır (000000) atıldığı da gözetilerek ,herhangi bir güncelleme yapılmadan, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda ipotek akit tablosunda ödeme tarihi olarak belirtilen 1943 Eylül ayından itibaren yasal faizi ile birlikte uzman bilirkişiye hesaplattırılması gerekir. Belirlenen bu değer Hazine dışındaki davalılara ödenmek üzere davacı tarafından depo edilir ise davanın kabulüne karar verilmeli aksi takdirde şimdiki gibi reddedilmelidir.
    Değinilen yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının davacıya iadesine, 10.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara