Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/9734 Esas 2012/11442 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/9734
Karar No: 2012/11442
Karar Tarihi: 09.10.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/9734 Esas 2012/11442 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2012/9734 E.  ,  2012/11442 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.05.2008 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, müvekkilinin ... Köyü 504 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, müvekkiline ait taşınmazın genel yola bağlanabilmesi için 413 parselden başka seçeneği olmadığını belirterek, 413 parsel sayılı taşınmaz üzerinde müvekkiline ait taşınmaz lehine geçit hakkı tesis edilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının 504 parsel sayılı taşınmazının güneyinde bulunan 507 nolu parselde hissesinin bulunduğunu, bu parselin de genel yola sınırının bulunduğunu, geçit hakkının buradan verilmesi gerektiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulü ile, davacıya ait 504 parsel sayılı taşınmaz lehine, bilirkişi raporunda 1 nolu alternatif yol olarak kırmızı renk ile gösterilen davalıya ait 413 parsel sayılı taşınmazdan geçen 3 m. genişliğinde, 88 m. uzunluğunda, 264 m2"lik alanda geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit
    ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacı ..."in, lehine geçit istenen 504 sayılı parselin güneyindeki 507 parsel sayılı taşınmazda da 8440/65760 oranında payı bulunduğu ve bu parselin yüzölçümünün 413 nolu parselden çok daha fazla olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, özünü komşuluk hukukundan alan geçit hakkı davalarında uygulanan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi gereğince, davacının da paylı malik olduğu bu parsel üzerinden genel yola bağlanmak üzere 08.06.2011 tarihli bilirkişi raporu ve krokisinde 2 nolu seçenek olarak gösterilen güzergahtan geçit kurulup kurulamayacağı araştırılarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 09.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara