Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/1811 Esas 2012/8020 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1811
Karar No: 2012/8020
Karar Tarihi: 15.10.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/1811 Esas 2012/8020 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2012/1811 E.  ,  2012/8020 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : KADASTRO


    Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, miras yoluyla gelen hak ve paylaşma nedeniyle Burcalı Köyü çalışma alanında bulunan 104 ada 98 ve 99 parsel sayılı 9903.35, 20641.83 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar ..., 104 ada 145, 105 ada 13, 105 ada 14, 106 ada 7, 106 ada 35, 106 ada 40, 106 ada 49, 106 ada 96, 106 ada 97 ve 106 ada 98 parsel sayılı sırası ile 6134,18; 39520,61; 25448,61; 9746,59; 16143,22; 4777,31; 21318,23; 4641,30; 8763,16 ve 7555.65 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar yine sırası ile ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...ve ... adlarına tespit edilmiş, 106 ada 102 parsel sayılı 2526649.63 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise mera olarak sınırlandırılmıştır. Davacı ... tarafından vergi kaydına dayanılarak davalılar ...aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil ve el atmanın önlenmesi davası sırasında Hazine ve Burcalı Köyü Tüzel Kişiliği davaya dahil edilmiş, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle görevsizlik kararı verilerek dosya Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. 104 ada 145, 105 ada 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazlar, açılan tespite itiraz davaları sonucu hükmen kesinleşmiştir. Birleşen dosya davacılarından ..."un, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 106 ada 102 parselin bir bölümüne yönelik olarak, davacı ..."ın, 106 ada 97 ve 98 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili olarak, ..."in, adına tescil edilen 106 ada 64 parsel sayılı taşınmazın eksik ölçüldüğünü ileri sürerek ve davacı ..."in 106 ada 98 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak açtıkları davalar, görülmekte olan dava ile birleştirilmiştir. Kesinleşen parsel tutanakları Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olmaları nedeni ile davalı hale getirilmiş ve tespit malikleri ... ve arkadaşları davaya dahil edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda birleşen davaların reddine, davacı Veysal Güney mirasçılarının davasının kısmen kabulüne, 106 ada 96, 97 parsel sayılı taşınmazlar ile 102 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümünün ifrazı ile ... mirasçıları adına paylı olarak tesciline, 102 parselin kalan kısmının tespit gibi tesciline, diğer parseller yönünden davanın reddine, 106 ada 98 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tesciline, 104 ada 98, 99, 145, 105 ada 13, 14, 106 ada 7, 35, 40, 49, 98 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarındaki davalı şerhinin terkini ile mevcut tescillerinin korunmasına karar verilmiş; hüküm, dahili davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre 104 ada 98, 99, 105 ada 13, 14, 106 ada 7, 40, 49, 96, 97, 98 parseller yönünden yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
    2- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve çekişmeli 104 ada 145 parsel sayılı taşınmazın taraflar yönünden kesin hüküm oluşturan Arpaçay Kadastro Mahmesinin 2006/315 - 2007/57 esas ve karar sayılı ilamının kapsamında kaldığının anlaşılmasına göre davalı Hazine vekilinin 104 ada 145 parsel sayılı taşınmaza yönelik yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile bu parselle ilgili hükmün ONANMASINA,
    3- Davalı Hazine vekilinin dava konusu 106 ada 35 parsel sayılı taşınmaza yönelik temyizine gelince;
    Mahkemece; çekişmeli taşınmaz davacıların dayanağı vergi kaydı kapsamında kalmakta ise de, davacıların murisi ..."in 1960 yılında ölümünden sonra mirasçıları tarafından kullanılmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen tescil ve men"i müdahale davasına konu olması nedeniyle tutanağının malik hanesi açık bırakılarak kadastro mahkemesine devredilmesi gereken çekişmeli taşınmaz, miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit edilmiştir. Ancak daha sonra tutanağı davalı hale getirilmiş olduğuna göre, hukuken açık olan malik hanesinin, 3402 sayılı Kanun"un 30. maddesi uyarınca gerçek hak sahibi mahkemece re"sen belirlenerek doldurulması zorunludur. Ne var ki, taşınmaz üzerinde kimin ne zamandan beri zilyet olduğu yeterince araştırılmadan "tespitin aynen korunmasına" şeklinde karar verilmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece doğru sonuca varılabilmesi için taşınmaz başında mahallini iyi bilen, tarafsız 3 kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve ziraat bilirkişi de olduğu halde yeniden keşif yapılarak taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, davalı ..."in taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin hangi tarihte başladığı, malik sıfatıyla eklemeli zilyetliğin kadastro tespit gününe kadar 20 yılı aşıp aşmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; ziraat bilirkişisinden çekişmeli taşınmazın tarımsal niteliğini bildiren rapor aldırılmalı, taşınmazın her yönünden tüm özelliklerini gösterir fotoğrafları çektirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Bu şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın yazılı biçimde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; kabule göre; ziraatçi bilirkişi raporunda taşınmazın bir bölümünün kayalık olduğu belirtildiği halde bu husus tartışılıp değerlendirilmeden taşınmazın tamamının davalı ... adına tespit gibi tesciline karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazinenin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA,
    4- Davalı Hazine vekilinin dava konusu 106 ada 102 parsel sayılı taşınmazın ... mirasçıları adına tescile karar verilen bölümüne yönelik temyizine gelince;
    Mahkemece fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bu bölümün davacının murisi ..."in 40 yıl malik sıfatıyla zilyetliğinde iken ölümü ile mirasçılarına kaldığı ve mirasçılar tarafından aynı şekilde kullanıldığı; taşınmazın tarım arazisi olduğu ve davacı taraf yararına 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Keşif sırasında, komşu köyden seçilen yerel bilirkişiler taşınmaz hakkında bilgileri olmadığını belirttikleri halde yeniden komşu köyden yerel bilirkişi belirlenip dinlenilmeksizin aynı köyden seçilen yerel bilirkişinin beyanı ile yetinilmiş; yöntemince mera araştırması yapılmamıştır. Hal böyle olunca mahkemece, doğru sonuca ulaşılabilmesi için taşınmazın bulunduğu mahalde idari makamlarca mera tahsisi yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, taşınmaza sınır olan ve Kümbet Köyü çalışma alanında kalan tüm taşınmazlar belirlenerek, bu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ve dayanakları getirtilip taşınmazların niteliği ve varsa dayanak kayıtlarının çekişmeli taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmeli; dosya ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları, tüm tespit bilirkişileri, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu ve fen bilirkişi huzuruyla keşif icra edilmeli, taşınmazın dava edilen bölümünün tahsisli ya da geleneksel biçimde kullanılan kadim mera olup olmadığı mera parseli ile dava edilen (A) bölümü arasında ayırıcı nitelikte unsur bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mahkemenin, taşınmazın konumu ve niteliğine ilişkin gözlemi tutanağa geçirilmeli, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı; öncesinin mera, yaylak veya kışlak olup olmadığı; devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması halinde imar ve ihyaya konu edilip edilmediği, imar ve ihyaya konu edilmiş ise, ihyanın hangi tarihte başlayıp, ne zaman bitirildiği, zaman içinde sınırlarında mera yönünde genişleme olup olmadığı hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; 3 kişilik, ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki deseni mera ile arada doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığı ve taşınmazın meradan açılan bir yer olup olmadığını açıklayıp, tarımsal niteliğini belirten, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş somut verilere dayalı ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, çekişmeli taşınmazın dava edilen bölümü ile mera olarak kesinleşen bölümünün konumlarını yan kesit krokisi ile gösteren rapor ve harita düzenlettirilmeli; taşınmazın öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça bir değer taşımayacağı düşünülmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi; kabule göre de, 102 parsel sayılı taşınmazın kalan bölümünün mera olarak sınırlandırılması gerekirken tespit gibi tesciline karar verilmesi de isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 15.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Hemen Ara