Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/8-1559 Esas 2013/147 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2012/8-1559
Karar No: 2013/147

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/8-1559 Esas 2013/147 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesi, sanıklar M.Y. ve C.G.'yi kasten yaralama suçundan 8 ay hapis cezasına çarptırdı ve sanık F.Y.'yi 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan 1 yıl 6 ay hapis ve 489 lira adli para cezasına çarptırdı. Sanıkların avukatları tarafından temyiz edilen hüküm, Yargıtay 8. Ceza Dairesi tarafından bozuldu çünkü hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine rağmen kararda bu konuda açıklama bulunmadı. Ayrıca, sanık F.Y.'ye 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan verilen cezada temel adli para cezasının belirlenen sınırı aştığı belirtildi. Yerel mahkeme, önceki hükmünde direndi. Bu karar, Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından incelendi ve dava zamanaşımı nedeniyle yerel mahkemenin hükmünün bozulmasına karar verildi. Sanıklar hakkındaki kamu davası, 765 sayılı TCK'nin 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca düşürüldü.
Kanun Maddelerinin Açıklaması:
- 765 sayılı TCK'nin 102. maddesi: Kamu davası bel
Ceza Genel Kurulu         2012/8-1559 E.  ,  2013/147 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname : 2012/264008
    Yargıtay Dairesi : 8. Ceza Dairesi
    Mahkemesi : ANKARA 10. Asliye Ceza
    Günü : 17.07.2012
    Sayısı : 494-531

    Kasten yaralama suçundan sanıklar M. Y. ve C. G.."ün lehe olan 765 sayılı TCK"nun 456/1. maddesi gereğince 8 ay hapis, 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan sanık F. Y.."ın aynı kanunun 13/1 ve 765 sayılı TCK"nun 36. maddesi gereğince 1 yıl 6 ay hapis ve 489 Lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve müsadereye ilişkin, Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 02.03.2010 gün ve 1547-243 sayılı hükmün, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesince 29.03.2012 gün ve 3275-10410 sayı ile;
    “1- Kısa kararda sanıklar hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesine karşın, gerekçeli kararın gerekçe bölümü ve hüküm fıkrasında da bu konuda karar verilmemesi suretiyle hükümde karışıklığa neden olunması,
    2- Sanık F. Y.. hakkında 6136 sayılı Yasaya aykrılık suçundan kurulan hükümde, 5252 sayılı Yasanın 5/2. madde ve fıkrası uyarınca 2005 yılı itibariyle temel adli para cezasının 450 TL"den fazla olamayacağı gözetilmeden, 489 TL hükmedilerek sanığa fazla ceza tayini,
    3- Sanık F.Y.."ın tutuklu olarak kaldığı sürelerin 765 sayılı TCK.nun 40. maddesi uyarınca cezasından mahsubunun kararda gösterilmemesi” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 17.07.2012 gün ve 494-531 sayı ile;
    “Bozma kararında gösterilen hususların hiç birisi yargılamanın sonucuna etkili olmayıp mahsup işi infaz sırasında dikkate alınacak bir husus olup eğer fazla ceza tayini (Mahkememizce endeks göz önüne alınarak o şekilde karar verilmiştir) görüldüğü takdirde bunun bozma nedeni sayılmadan Yargıtay"ca düzeltilmesi, kısa karar asıl olduğuna göre orada verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair hükmün gerekçeli kararda yer almaması da yasal açıdan bozma nedeni sayılamaz" gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
    Bu hükmün de sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığının “zamanaşımı nedeniyle bozma ve düşme” istekli 18.12.2012 gün ve 264008 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, yerel mahkeme hükmünün Özel Dairece kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olması, tutuklu kalınan sürenin mahsubuna karar verilmemesi ve sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi nedenlerinden bozulmasının isabetli olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan ve dava zamanaşımı yönünden lehe hükümler içeren 765 sayılı TCK"nun 102. maddesinde, kanunlarda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, maddenin dördüncü fıkrasında da beş seneden fazla olmamak üzere hapis ya da para cezalarını gerektiren suçlarda bu sürenin beş sene olacağı hüküm altına alınmıştır. Kesen bir nedenin bulunması halinde kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak olan zamanaşımı, ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.
    Ceza Genel Kurulunun 31.10.2012 gün ve 655-1823 sayılı kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup, davayı düşüren hallerden biri olan dava zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi durumunda, yerel mahkeme ya da Yargıtay, re’sen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Sanıklara yüklenen ve 765 sayılı TCK"nun 456/1. maddesinde düzenlenmiş olan kasten yaralama suçuna 6 aydan 1 yıla kadar hapis, 6136 sayılı Kanunun 13/1 maddesinde düzenlenmiş olan 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçuna 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülmüş olup, suçlar 765 sayılı TCK"nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 5 yıllık asli, 7 yıl 6 aylık kesintili dava zamanaşımına tabi bulunmaktadır.
    Suç niteliği yönünden aleyhe temyizin olmadığı, daha ağır başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve suç tarihi 15.05.2005 olan olayda, 7 yıl 6 aylık kesintili dava zamanaşımı yerel mahkeme direnme hükmünün verildiği 17.02.2012 tarihinden sonra, inceleme tarihinden önce 15.11.2012 günü dolmuş bulunmaktadır.
    Bu itibarla, yerel mahkeme hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle bozulmasına, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK’nun, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223. maddeleri uyarınca düşmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.07.2012 gün ve 494-531 sayılı direnme hükmünün gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle BOZULMASINA,
    Ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu konuda, 1412 sayılı CMUK’nun, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen yürürlükte bulunan 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,
    2- Dosyanın, mahalline iadesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.04.2013 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara