(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2009/13535 E. , 2010/6565 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, önalım hakkına konu payın iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ile davanın ihbar olunduğu paydaş ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davada, davalı sıfatı ile karar başlığında yer alan ve hakkındaki davanın reddine karar verilen ayrıca davaya konu taşınmazda pay sahibi olduğundan bahisle davanın kendisine ihbar olunduğu ...’in usulüne uygun şekilde de davaya katılma talebinde bulunmadığı anlaşıldığından paydaş ... vekilinin temyiz isteminin reddine
2-Davalı ... vekilinin temyizine gelince; dosya kapsamına, toplanan delillere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Davalı vekilinin fiili taksimin varlığına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması T.M.K.nun 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Davalı, davaya konu taşınmazda fiili taksimin varlığını savunup, delillerinin toplanmasını, tanıkların dinlenmesini, mahallinde keşif yapılmasını istemiştir. Mahkemece bu konuda herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Yukarıdaki esaslar doğrultusunda fiili taksimin varlığını iddia eden davalı bu iddiasını her türlü delil ile ispat edebilecektir. Bu sebeple davalının, gerektiğinde davacının bu konudaki karşı delilleri toplanıp gösterilecek tanıkların dava konusu taşınmaz başında dinlenerek ve bilirkişilerden alınacak rapor ile hep birlikte değerlendirilip, sonucuna göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda 2. bentte yazılı nedenle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 1.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.