Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/4-1282 Esas 2013/11 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2012/4-1282
Karar No: 2013/11

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/4-1282 Esas 2013/11 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, infaz kurumu veya tutukevine yasak eşya sokmak suçundan üç yıl dört ay hapis cezası ile cezalandırıldı. İlk etapta hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi sadece çocuklar için kabul edilmişti, ancak daha sonra yapılan değişikliklerle iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezaları için tüm suçlarda uygulanabilir hale getirildi. Ancak sanığın cezası 3 yıl 4 ay olduğu için geri bırakılması mümkün değildi. Kanun maddeleri 5395, 5560, 5728, 5739, 6008 ve 5271 sayılı kanunların ilgili maddeleridir.
Ceza Genel Kurulu         2012/4-1282 E.  ,  2013/11 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname :  2009/77561
    Yargıtay Dairesi : 4. Ceza Dairesi
    Mahkemesi  : ADANA 2. Asliye Ceza
    Günü  : 25.12.2008
    Sayısı  : 336-1066

    İnfaz kurumu veya tutukevine yasak eşya sokmak suçundan sanığın 5237 sayılı TCK"nun 297/1-3, 62 ve 53/1. maddeleri uyarınca üç yıl dört ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin, Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 02.04.2007 gün ve 734-315 sayılı hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesince 11.03.2008 gün ve 1218-2897 sayı ile;
    "Hükümden sonra 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve TCY’nın 7. maddesi uyarınca sanık yararına olan 5728 sayılı Yasanın 562. maddesinin 1. fıkrası ile CYY’nın 231/5. maddesinde öngörülen, hükmolunan cezanın geri bırakılması sınırının iki yıla çıkarılması ve anılan Yasanın 2. fıkrası ile 231/14. maddesindeki soruşturma ve kovuşturması şikâyete bağlı suç olması koşulunun kaldırılması karşısında, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının tartışılması zorunluluğu"  nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 25.12.2008 gün ve 336-1066 sayı ile; "sanığa verilen sonuç cezanın iki yılı aşmayan hapis veya para cezası olmadığı ve yasal koşulların gerçekleşmediği" gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
    Hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "onama" istemli 20.01.2011 gün ve 77561 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay 4. Ceza Dairesine, Özel Dairece de Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
     Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; infaz kurumu veya tutukevine yasak eşya sokmak suçundan üç yıl dört ay hapis cezası ile cezalandırılan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanıp uygulanamayacağının belirlenmesine ilişkindir.
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hukukumuzda ilk kez çocuklar hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesi ile kabul edilmiş, 19.12.2006 günü yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunun 23. maddesiyle 5271 sayılı kanunun 231. maddesine eklenen 5 ila 14. fıkralar ile büyükler için de uygulamaya koyulmuş, aynı Kanunun 40. maddesiyle 5395 sayılı Kanunun 23. maddesi değiştirilmek suretiyle, denetim süresindeki farklılık hariç olmak kaydıyla çocuk suçlular ile yetişkin suçlular hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından aynı şartlara tabi kılınmıştır.
    Başlangıçta yetişkin sanıklar yönünden şikâyete bağlı suçlarla sınırlı olarak, hükmolunan bir yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası için kabul edilen bu müessese, 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi ile 5271 sayılı Kanunun 231. maddesinin 5 ve 14. fıkralarında yapılan değişiklikle, Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlar istisna olmak üzere, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezalarına ilişkin tüm suçları kapsayacak şekilde düzenlenmiştir.
    5560, 5728, 5739 ve 6008 sayılı Kanunlar ile 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinde yapılan değişiklikler göz önüne alındığında, hükmün açıklanmasının geri bırakılabilmesi için;
    1) Suça ilişkin olarak;
    a- Yapılan yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezası olması,
    b- Suçun Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan inkılâp kanunlarında yer alan suçlardan olmaması,
    2) Sanığa ilişkin olarak;
    a- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
    b- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi,
    c- Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önüne alınarak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate ulaşılması,
    d- Sanığın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediğine dair beyanının olmaması,
    Şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
    Tüm bu şartların varlığı halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek ve sanık beş yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulacaktır.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Sanık hakkında hükmolunan sonuç cezanın "üç yıl dört ay hapis" olarak belirlenmesi nedeniyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanabilme şartlarından olan, "hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis" ya da "adli para cezası olması" gerektiğine ilişkin objektif şart gerçekleşmemiştir.
    Bu durum karşısında, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanma imkânı olmadığından, yerel mahkeme kararının Özel Dairece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının  uygulanma şartlarının değerlendirilmesi amacıyla bozulması isabetli değildir.
    Nitekim, Ceza Genel Kurulunun 07.02.2012 gün ve 371–24, 07.06.2011 gün ve 86–118 ile 01.02.2011 gün ve 15–12 sayılı kararlarında da benzer sonuca ulaşılmıştır.
    Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmündeki gerekçelerin isabetli olduğuna, hükmün esasının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.12.2008 gün ve 336-1066 sayılı kararındaki direnme gerekçesinin İSABETLİ OLDUĞUNA,
    2- Dosyanın, hükmün esasının incelenmesi amacıyla Yargıtay 4. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.01.2013 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara