(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2010/260 E. , 2010/5551 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, çeyiz ve ziynet eşyalarının iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece çeyiz eşyaları yönünden davanın kısmen kabulüne ziynet eşyaları yönünden davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir .
2- Davacının ziynet eşyalarına ilişkin temyiz itirazına gelince;
Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların ayrıldıklarını, davalıların ayrılmadan önce davacıya ait bilezikleri sattıklarını, bu satıştan sadece 2.500 TL sini davacıya verdiklerini, belirterek çeyiz senedinde yazılı eşyaların aynen iadesini ya da bedeli olan 21.221 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan tahsilini istemiştir. Davalılar vekili davanın reddini savunmuştur. Mahkemece çeyiz eşyalarına yönelik davanın kısmen kabulüne, ziynet eşyalarına ilişkin iddialar kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye aittir. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Olayda, davacı kadın bileziklerinin ayrılmadan önce satıldığını iddia etmiş ise de davacının bu iddiasını kanıtlamak için dinletmiş olduğu tanıkları görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığını,olayları davacıdan duyduklarını beyan etmişlerdir.Bu durumda davacı iddiasını
dinlettiği tanıkların beyanları ile kanıtlayamamıştır. Bununla birlikte davacı, dava dilekçesinde “her türlü delil” demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya ziynetlerinin elinden alınarak satıldığı konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda 2 nolu bentte yazılı nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 6.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.