Esas No: 2013/18480
Karar No: 2013/16900
Karar Tarihi: 02.12.2013
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/18480 Esas 2013/16900 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı aracın seyir halinde bulunduğu sırada davalıya ait büyükbaş hayvana çarpması sonucu hasarlandığını belirtip sigortalıya ödenen hasar tutarının davalıdan tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, kusur oranı ve tazminat miktarına itiraz edip alacağın likit olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun Uzunköprü İcra Müdürlüğü’nün 2012/70 sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaliyle takibin 12.254,90 TL üzerinden devamına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekili ile davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuan tazminat alacağının tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkindir.
Davalı aleyhine hayvan tutucusu sıfatıyla dava açılmıştır. B.K"nun 56. (6098 sayılı Kanun 67. md.) maddesine göre, bir hayvanın üçüncü kişiye vermiş olduğu zararı, onun tutucusu, durumun gerekli kıldığı her türlü özeni göstermiş olduğunu veya böyle bir özeni göstermiş olsaydı bile zararın gerçekleşmesine engel olamayacağını ispat etmedikçe tazmin etmek zorundadır. Hayvan tutucusunun sorumluluğu niteliği itibariyle kurtuluş kanıtı getirilebilen olağan sebep sorumluluğudur. Somut uyuşmazlıkta, davalının hayvan tutucusu olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamakta olup, durumun gerekli kıldığı her türlü özeni göstermiş olduğu kanıtlanmamış, başıboş büyükbaş hayvanın kazaya neden olduğu anlaşılmıştır.
Bununla birlikte, trafik kazası tespit tutanağında karayolunda, taşıt yolu üzerinde zorunlu haller dışında hayvan bulundurmak ve sevk etmekten dolayı davalı ...’ın tam kusurlu olduğu tespit edilmiş, yargılama aşamasında keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda ise aynı kuralın ihlalinden dolayı davalının % 70, aracın hızını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamaktan ise davacıya kasko sigortalı araç sürücüsünün % 30 kusurlu bulunduğu belirtilmiş, raporda belirlenen kusur oranlarına davacı ve davalı tarafça itiraz edilmiştir. Ayrıca hasar miktarına ilişkin olarak düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda da yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan dosyaya sunulan fatura benimsenmek ve anılan faturadaki değere atıf yapılmak suretiyle görüş bildirilmiştir. Buna göre, mahkemece kaza tespit tutanağı ile bilirkişi raporu arasında kusur oranı yönünden meydana gelen çelişkiler giderilmeden ve hasar yönünden gerekli inceleme ve değerlendirme içermeyen bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulduğu açıktır.
Bu durumda mahkemece, İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü ya da Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kuruluşlardan seçilecek kusur ve hasar konusunda uzman bilirkişiden tüm dosya kapsamı değerlendirilerek meydana gelen trafik kazasında trafik kaza tutanağında ve bilirkişi raporu arasındaki kusur oranına ilişkin çelişkilerin giderilmesi ile trafik kazasına karışan tarafların kusurunun saptanması ve davacıya kasko sigortalı araçtaki gerçek zarar miktarının tespiti yönünden ayrıntılı, gerekçeli, çelişkileri giderici ve denetime elverişli rapor alınarak varılacak uygun sonuca bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de, kusur indiriminin icra takibine konulan asıl alacak miktarı üzerinden yapılması gerekirken asıl alacağa işlemiş faiz katılmak suretiyle belirlenen miktardan yapılması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 02.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.