Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/3905 Esas 2015/4691 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/3905
Karar No: 2015/4691
Karar Tarihi: 05.11.2015

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/3905 Esas 2015/4691 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, resmi belgede sahtecilik suçundan yargılanıyordu. Büyükçekmece Asliye Ceza Mahkemesi tarafından yakalama emri çıkarıldıktan sonra adresini beyan etmiş ve gerekçeli karar bildirilen son adrese yapılmıştı. Ancak Tebligat Kanunu'nun 10. maddesi gereğince tebligatın bilinen en son adrese yapılması gerektiği, yapılamazsa adres kayıt sistemi kullanılarak tebliğ yapılması gerektiği belirtilerek tebligatın usulsüz olduğu görüşüne iştirak edilmediği belirtiliyor.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararlarına da atıfta bulunularak 5271 sayılı CMK'nun 232. maddesi ve 34. maddesi uyarınca kanun yollarına başvurma süresi, yolu ve merciinin açıkça belirtilmesi gerektiği belirtilmektedir.
Kararda, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi onanmasına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri:
- Tebligat Kanunu'nun 10. maddesi
- 5271 sayılı CMK'nun 232. maddesi
- 5271 sayılı CMK'nun 34. maddesi
21. Ceza Dairesi         2015/3905 E.  ,  2015/4691 K.
"İçtihat Metni"

Tebliğname No : 11 - 2012/144296
MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 20/12/2010
NUMARASI : 2009/349 (E) ve 2010/344 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

Sanığın Büyükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesince yakalama emri üzerine alınan savunmasında; adresini ................ olarak beyan ettiği ve gerekçeli kararın da bildirilen en son adres olan bu adrese çıkarıldığı, Tebligat Kanunu 10. madde uyarınca tebligatın bilinen en son adrese yapılacağı, eğer bilinen en son adrese tebligat yapılamaz ise adres kayıt sistemindeki adrese tebliğ yapılacağının düzenlenmiş olması karşısında tebligatın usulsüz olduğuna dair tebliğnamedeki görüşe iştirak olunmamakla;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 20.02.2007 gün, 46/39 ve 29.05.2007 gün, 114/113 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere 5271 sayılı CMK"nun 232. maddesinin 6. fıkrası uyarınca, hüküm fıkrasında kanun yollarına başvurma olanağı bulunup bulunmadığı, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesinin gerektiği, aynı Kanunun 34. maddesinin 2. fıkrasında da, kararlarda başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekillerinin gösterilmesinin zorunlu olduğu, yerel mahkeme kararında ise, temyiz süresinin “hükmün açıklanmasından itibaren 7 gün içinde” olarak belirtildiği; sanığın yokluğunda verilen hükmün; gerekçeli kararın tebliğinden bir hafta içerisinde temyiz edilebileceği gösterilmesi gerektiği cihetle, sanık müdafiinin temyiz isteminin süresinde olduğu kabulüyle yapılan incelemede;
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 05.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.


Hemen Ara