Esas No: 2010/402
Karar No: 2010/4940
Karar Tarihi: 26.04.2010
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/402 Esas 2010/4940 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davası açılmıştır. Davada bütün paydaşların yer alması gerektiği belirtilmiştir. Tarafların yargılama gününü bilmeleri önemlidir. Tebligatın muhatabına ulaşması konusuyla ilgili olarak kişilerin bilgilendirilmesi ve bunun belgeye bağlanması gerektiği belirtilmiştir. Mahkemenin yazılı şekilde karar vermesi doğru değildir ve hüküm bozulmalıdır. Kanun maddeleri şunlardır: HUMK'nun 73. maddesi, Tebligat Yasası'nın 20, 21 ve Tüzüğün 28. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davalılardan ... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, iki adet taşınmazdaki paydaşlığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, paydaşlığın satılarak giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davasını paydaşlardan (ortaklardan) biri veya bir kaçı diğer paydaşlara (ortaklara) karşı açar. Ortaklığın giderilmesi davasında tapu paydaşları sağ ise kendilerinin, ölmüş iseler ilgilisinden alınacak veraset belgesine göre tüm mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerekir. Davada bütün paydaşların (ortakların) yer alması zorunludur.
Paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlanmalıdır. Bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, her şeyden önce tarafların yargılama gününü bilmeleri ile mümkündür. HUMK.nun 73. maddesi, "mahkeme tarafları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için uygun şekilde davet etmeden hükmünü veremez" kuralını içermektedir. Hukuk mahkemelerinde asıl olan tarafların huzuru ile yargılamanın yürütülmesi olup usulün olanak tanıdığı hallerde duruşmaya gelinmese dahi ilgilinin yokluğunda yargılamanın yürütüldüğü hallerde vardır. Bu gibi durumlarda gerekli uyarıyı taşıyan çağrı kâğıdının tebliğ edilmesinden ve yasaya uygun taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi, kanıtlar toplanarak sonuca ulaşılması
gereklidir. Bu itibarla tebligat bilgilendirme özelliği yanında belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemidir. 7201 sayılı Tebligat Yasası ve Tüzüğünün amacı da tebliğin muhatabına ulaşması konusu ile ilgili olarak kişilerin bilgilendirilmesi ve bunun belgeye bağlanmasıdır.
Tebligat Yasasının 20, 21 ve Tüzüğün 28. maddesi gereğince muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan her biri gösterilen adreste bulunmaz iseler tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesini muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazıp imzalaması gerekir.
Olayımıza gelince; dava konusu taşınmazlardan ... ve ... nolu parseller 1/16 hisse ile ..., 1/16 hisse ile ..., 1/64 hisse ile ..., 1/64 hisse ile ..., 1/64 hisse ile ..., 1/64 hisse ile ..., 1/64 hisse ile ..., 1/64 hisse ile ..., 1/64 hisse ile ... ve 3/4 hisse ile ... adlarına kayıtlıdır. Davalılardan ..., ... ve ... adlarına tebliğe çıkarılan dava dilekçesi Tebligat Yasasının 21.maddesi gereği tebliğ edilmiş ise de, davalıların işte olmaları nedeni ile komşu adı, imzası veya imzadan imtina ettiğine dair açıklama yapılmadan tebliğ edilmiştir. Bu durumda dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye yöntemine uygun şekilde tebliğ edilmemiştir. Taraf teşkili sağlanmadan karar verilemez. Mahkemece yapılacak iş davalılara dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren davetiyenin yöntemine uygun şekilde tebliğinin sağlanması bu şekilde taraf teşkili yapıldıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 26.04.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.