(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2009/11050 E. , 2010/4816 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar davalı-davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, erken tahliye nedeni ile mahrum kalınan kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davalı ve davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere, mevcut deliller takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı vekilinin kira alacağı ve makul sürenin hesaplanmasına ilişkin temyiz itirazına gelince
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının müvekkiline ait taşınmazda kiracı olarak bulunduğunu, kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshedip kiralananı 24.9.2002 tarihinde erken tahliye ettiğini ve kiralananı ancak 15.5.2003 tarihinde kiraya verebildiğini 1.9.2002-15.5.2003 tarihleri arasında mahrum kaldığı 5440.-TL kira bedelinin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı vekili davacının aynı koşullarda yeniden kiraya verilebilecek makul süre kadar kira bedelini isteyebileceğini savunmuştur.
Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 1.9.2001 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalının kiralananı tahliye ederek anahtarını usule uygun olarak teslim ettiği tarihi kanıtlaması gerekir. Davalı kiralananı 15.8.2002 tarihinde tahliye ettiğini iddia etmiş ise de bu iddiasını kanıtlayamamıştır. Bu durumda davacının kiralananda tespit yaptırdığı 24.9.2002 tarihinin tahliye tarihi olarak kabulü gerekir. Nitekim mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Mahkemece 1.9.2002 tarihinden tahliye tarihi olan 24.9.2002 tarihine kadar ödenmeyen kira alacağının sözleşmenin artış şartına göre belirlenip, bu tarihe kadar kira alacağına hükmedilmesi gerekir. Davalı kiracı, kira süresi sona ermeden, kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshederek, kiralananı tahliye ettiğinden, kural olarak kira süresinin sonuna kadar kira parasından sorumludur. Buna karşın davacının da, kendi üzerine düşeni yapması, kiralananın yeniden kiraya verilebilmesi için gayret göstermesi, böylece zararın artmasını önlemesi, Borçlar Kanunu’nun 98. maddesinin yollaması ile aynı kanunun 44. maddesi hükmü gereğidir.
Bu durumda davacının zararı, tahliye tarihinden itibaren kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibarettir. Mahkemece, mahallinde keşif yapılıp, uzman bilirkişi aracılığıyla, kiralananın cinsi, özellikleri, konumu, bu nitelikte bir taşınmaza o bölgede duyulan ihtiyacın derecesi ve somut olaya özgü başka diğer özellikler çerçevesinde, kiralayanın gereken çabayı göstermesi halinde kiralananı aynı koşullarla yeniden hangi süre içerisinde kiraya verebileceği, eş söyleyişle, aynı koşullarla yeniden kiralama için gereken makul sürenin ne olduğu, Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla saptanmalıdır. Bundan sonra, HUMK.nun 74. maddesi hükmü gereğince davacının talebi de göz önüne alınarak, bilirkişi tarafından bulunan makul sürenin anahtar teslim tarihine eklenmesiyle ulaşılacak tarihe kadar kiracının makul süre kira parasından sorumlu tutulması gerektiği kabul edilerek, bu çerçevede davalı kiracının sorumluluğunu belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda, (2) No’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün kira alacağına ilişkin olarak BOZULMASINA, davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 22.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.