(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2010/353 E. , 2010/4773 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, bir adet taşınmazın paydaşlığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile taşınmazın satılarak paydaşlığının giderilmesine karar verilmesi üzerine hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Olayımıza gelince;dava konusu ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların dava tarihi ve keşif tarihi itibariyle değerleri hükme esas alınan bilirkişi raporunda ayrı ayrı belirlenmiş ve oranlama bu değerler üzerinden ayrı ayrı gösterilmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporuna atıf yapılmak suretiyle satış bedelinin dağıtılmasına karar verilmiş ise de hangi oran üzerinden satış bedelinin dağıtılacağı anlaşılamamaktadır. Bu durumda mahkemece, satış sonrası elde edilecek bedelin oran kurulmak suretiyle dağıtılmasına karar verilirken infazda tereddüt yaratacak şekilde bilirkişi raporuna atıf yapılmakla yetinilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 21.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.