Önalım Davası - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2004/6952 Esas 2004/7503 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2004/6952
Karar No: 2004/7503
Karar Tarihi: 1.11.2004

Önalım Davası - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2004/6952 Esas 2004/7503 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Bu dava, onalım hakkına konu edilen bir payın iptali ve davacılar adına tesciline ilişkin bir dava. Davacılar, paydaş oldukları taşınmazda diğer paydaşlar tarafından satılan pay için önalım hakkını kullanarak davalı adına kayıtlı payın iptalini ve kendileri adına tescil edilmesini talep etmişlerdir. Ancak davalı, miras yoluyla bu payı elde ettiğini ve önalım hakkının kullanılamayacağını savunmuştur. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiş ancak davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay ise bu kararı bozmuştur. Önalım hakkı, payın üçüncü kişiye satılması durumunda diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma hakkını veren bir haktır. Ancak bu hak, satın alan kişinin paydaş olmaması durumunda kullanılamaz. Bu durumda, davacılar önalım hakkını kullanamazlar ve davanın reddine karar verilmesi gerekir. Kanun maddeleri ise şöyledir:
- 4721 S. Türk Medeni Kanunu, Madde 732: Paydaşların önalım hakkı
- 4721 S. Türk Medeni Kanunu, Madde 733: Paydaşların önalım hakkını kullanma süresi
- 743 S. Türk Kanunu Medenisi (Mülga), Madde 658: Paylı mülkiyette önalım hakkı
- 743 S. Türk Kanunu Medenisi (Mülga), Madde 659: Önalım hakkından yararlanma süresi

 

 

6. Hukuk Dairesi 2004/6952 E., 2004/7503 K.

6. Hukuk Dairesi 2004/6952 E., 2004/7503 K.

  • ÖNALIM DAVASI

 

  • 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 732 ]
  • 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 733 ]
  • 743 S. TÜRK KANUNU MEDENİSİ (MÜLGA) [ Madde 658 ]
  • 743 S. TÜRK KANUNU MEDENİSİ (MÜLGA) [ Madde 659 ]

"İçtihat Metni"

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan önalım davasına dair karar davalı tarafından suresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp, düşünüldü.

Dava, onalım hakkına konu edilen payın iptali ile davacılar adına tesciline ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacılar vekili, dava dilekçesinde, müvekkillerinin dava konusu payın ilişkin bulunduğu 220 No"lu parselin paydaşlarından olduğunu, taşınmazın tümüne zilyetlik ettiklerini, diğer paydaşlar Bilal ve Mehmet"in taşınmazdaki paylarını 19.2.2002 tarihinde 1.000.000.000 TL. bedelle davalıya sattıklarını 18.3.2003 tarihinde tapu sicil müdürlûğûnden öğrendiklerini, önalım haklarını kullandıklarını belirterek davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacılar adına tescilini talep etmiştir. Davalı, taşınmazda babası Hasan"dan kendisine pay intikal ettiğini, bu nedenle kendisinin üçüncü kişi olarak vasıflandırılmayacağını, mirasçı olarak diğer paydaşlarının payını satın aldığını, onalım hakkının kullanılamayacağını, davanın reddini savunmuştur.

Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşımalarda payın üçüncü şahsa satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma hakkını veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda vücut bulur ve payın üçüncü şahsa satılması ile de kullanılabilir hale gelir. Bu itibarla bir paydaş payını diğer bir paydaşa satarsa, alan paydaş üçüncü şahıs sayılmayacağından önalım hakkı cereyan etmeyecektir

Olayımızda; dava konusu edilen paylar paydaşlar Bilal ve Mehmet tarafından 19.12.2002 tarihinde 1.000.000.000 TL bedelle davalıya satılmıştır. Taşınmazda daha önce davalının 2.9.1979 tarihinde ölen dedesi Hasan oğlu Salih"in 4/144, 2.5.1981 tarihinde ölen babası Salih oğlu Hasan"ın 3/144 payı mevcut olup davalı dedesi ve babasının ölümü ile mirasçılar olarak taşınmazda paydaş haline gelmiştir. Anılan pay maliklerinin yirmi yıl önce ölmeleri, mirasçılarının taşınmazda zilyet olmamaları, bu süre zarfında taşınmazı davacıların kullanması tapu kaydına hukuki değerini kaybettirmez. Payın iptaline karar verilmediği sürece geçerliliğini sürdürür. Davalı 19.12.2002 tarihinde satın aldığı pay nedeniyle üçüncü şahıs sayılmayacağından ve paydaşa karşı önalım hakkı kullanılmayacağından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı görüldü-ğünden kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz îtirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZUUMASMA) ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 1.11.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 

 

 

Hemen Ara