Esas No: 2015/2827
Karar No: 2015/3954
Karar Tarihi: 15.10.2015
Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/2827 Esas 2015/3954 Karar Sayılı İlamı
- RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK
- BELGEDE SAHTECİLİK SUÇLARINDA MAĞDURUN RIZASININ HUKUKA UYGUNLUK NEDENİ SAYILMAMASI
- SAHTECİLİK KASTI
- KARŞILIKSIZ ÇEK
- ZİNCİRLEME SUÇ
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 43
"İçtihat Metni"
I- Sanık ve müdafiinin sanık İ.. A.. hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Sanığın, yokluğunda verilip sorgusunda beyan ettiği adresine 03.11.2011 tarihinde bizzat kendisine usulüne uygun olarak tebliğ olunan hükmü, karar tarihinde yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 310. maddesinde belirlenen bir haftalık yasal süresinden sonra sanığın 17.11.2011 tarihli, müdafiinin 02.09.2013 tarihli dilekçeler ile temyiz ettikleri anlaşıldığından vaki temyiz istemlerinin aynı Yasanın 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,
II- Müdafilerinin sanık E.. A.. hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
1- S..i Limited şirketinin ortakları ve kardeş olan sanıkların uzun süredir bayiliğini yaptıkları ve düzenli olarak mal aldıkları katılan B.. Anonim şirketine kendi şirketleri adına bastırılmış çekleri ödeme amacıyla verdikleri, bu şekilde verilen 38.250 TL ve 57.299 TL bedelli iki adet çekin karşılıksız çıkması üzerine katılan şirketin icra takibi başlattığı, bu aşamada resmi olarak S..Limited şirketini temsile yetkili olan sanık İ..."in söz konusu çeklerin sanık E.. tarafından alınan mal karşılığı tanzim edilerek verildiğini bilmesine rağmen İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde imza itirazında bulunarak takibin durmasını ve katılanın tazminata mahkum edilmesini sağladığı, bu suretle sanıkların birlikte hareket ederek resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri iddia ve kabul edilen somut olayda, sanık E.."ın aşamalardaki tüm beyanlarında şirket yetkilisinin kardeşi İ... olmasına rağmen, İ.. tarafından şirket yönetiminin 2004 yılından bu yana kendisine bırakıldığını ve suça konu çeklerin kendisi tarafından imzalandığından kardeşi İ..."in önceden haberinin olduğunu ve daha önceden de şirketin yönetiminin kendisinde olması nedeniyle bu şekilde çekler keşide ettiğini beyan etmesi, S.. Limited şirketinin temsilcisi sanık İ.."in de kardeşi olan diğer sanık E.. ile birlikte aynı çekler ile ilgili olarak yargılandıkları Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/2 esas sayılı dosyasında dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasındaki ifadesinde ve müdafii vasıtasıyla sunduğu ek temyiz dilekçesinde 2004 yılından beri şirket işlerini kardeşi olan diğer sanık E.."ın yürüttüğünü, E.."ın katılana şirket adına önceden imzalı boş çekler verdiğini, çek keşide etmesi hususunda yazılı olarak yetki vermediğini ancak onun şirket adına çek keşide ettiğini daha önceden bildiğini beyan etmesine göre, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 30.03.1992 gün ve 80-98 sayılı ve 19.04.2005 gün ve 221-38 sayılı kararlarında ayrıntılı biçimde açıklandığı üzere, belgede sahtecilik suçlarında mağdurun rızası hukuka uygunluk nedeni sayılmaz ise de failde belgede sahtecilik kastına etki yapabileceği cihetle, tüm dosya kapsamı nazara alındığında sanık E.."ın şirketi fiilen 2004 yılından beri idare ettiği, kardeşi olan diğer sanık İ.."in de yazılı yetki vermemesine rağmen fiilen sanık E.."a şirket adına çek keşide etme yetkisi verdiği, sanığında bu yetkiye dayanarak daha önceden şirket adına başka çekler de düzenlediği hususu ilgili bankalardan araştırılıp, bu şekilde sanığın düzenlediği ve ödenen çekler olduğu belirlendiğinde ne şekilde sahtecilik kastıyla hareket ettiği karar yerinde tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik soruşturma ile yazılı şekilde karara hükmedilmesi,
2- Kabule göre de;
Resmi belgede sahtecilik suçu bakımından, 5237 sayılı TCK.nun 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmesi karşısında; aynı anda gerçekleşen fiillerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığından, sanığın suça konu senetleri katılana aynı anda verip vermediği araştırılarak sonucuna göre zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tartışılması gerektiğinin gözetilmeden eksik inceleme ile fazla ceza tayini,
Yasaya aykırı, sanık E.. A.. müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.