Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2009/53 Esas 2010/61 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2009/53
Karar No: 2010/61

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2009/53 Esas 2010/61 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Bölümü         2009/53 E.  ,  2010/61 K.
  • IDARI PARA CEZASININ TAHSILI AMACIYLA DÜZENLENEN ÖDEME EMRININ IPTALI ISTEMIYLE AÇILAN DAVANIN ADLİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI
  • SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) (506) Madde 80

"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacılar       : 1- A.Ö. İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.

                         2- O.Ö.

Vekili              : Av. H.C.

Davalı              : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (Sosyal Sigortalar Kurumu)

Vekili              : Av. E.K.

O L A Y : Konya Sigorta İl Müdürlüğü’nce 1998/11-12 ve 1998/3. dönemlerine ilişkin idari para cezası ve gecikme zammından oluşan 407,82TL nin tahsili amacıyla davacılar adına 11.4.2005 gün ve 36297 ve 36298 sayılı, 2005/279 takip no’lu ödeme emirleri düzenlenmiştir.

            Davacılar vekili, 2005/279 takip no’lu ödeme emrinin her iki davacı açısından iptali istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

KONYA İŞ MAHKEMESİ’nin, “…Davacının davasının kabulüne, 2005/279 sayılı takibin İPTALİNE, Kurum işleminin İPTALİNE,…” ilişkin kararının, YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ’nin 3.4.2007 gün ve E:2006/6804, K:2007/5638 sayılı kararıyla, “Davacılar Kurum tarafından 11.4.2005 tarih ve 2005/279 sayılı 6183 sayılı Yasa"ya göre düzenlenen ödeme emrinin iptalini istemişlerdir.

Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.

Dava Kurum tarafından resen tahakkuk ettirilen idari para cezası ve gecikme zammının iptali istemine ilişkindir. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı belirgin olarak 3917 sayılı Yasa"nın 4. maddesi ile 4792 sayılı Yasa"nın 6. maddesine eklenen son fıkrası ile 506 sayılı Yasa"nın 140. maddesidir. Anılan 6. maddenin son fıkrasına göre, yapılan ölçümlemeden dolayı prime yönelik uyuşmazlığın İş Mahkemesinde, 140. maddeden kaynaklanan uyuşmazlığın ise Sulh Ceza Mahkemesinde görüleceği maddelerin içeriğinden açıkça anlaşılmaktadır.

Dosyadaki kayıt ve belgelerden davalı Kurumca davacılar hakkında 1998 yılı 11. ve 12. aylar prim bildirgelerinin verilmemesinden dolayı asıl ve gecikme zammı tutarı toplam 407,82 YTL idari para cezası tahakkuk ettirilip 2005/279 sayılı ödeme emriyle davacılara tebliğ edilmiş olmakla, idari para cezası ile ilgili uyuşmazlığın çözüm yerinin Sulh Ceza Mahkemesi olduğu göz önünde tutularak görevsizlik kararı verilmesi gerektiği açık -seçiktir.

Mahkemece yapılacak iş, istem hakkında görevsizlik kararı vermekten ibarettir.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,…” karar verilmesi üzerine KONYA 1. İŞ MAHKEMESİ; 11.12.2007 gün ve E:2007/662, K:2007/1211 sayı ile, davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı Kuruma bağlı işyeri ile ilgili olarak Yazla İlköğretim Okulu Kalorifer Tesisatı Onarım İnşaatı işyerine 1998 yılı 11. ve 12. aylara ait prim bildirgeleri ve 1998 yılı 3. dönem 4 aylık prim bordrosunun verilmediğinden bahisle SSK Konya Sigorta Müdürlüğü’nün 28.1.2003 tarihli ve 12/KDR:06 sayılı raporu dayanak alınarak 6183 sayılı Yasa’ya göre 2005/279 takip sayılı, 11.4.2005 tarihli, 36297 genel evrak numaralı 348.-YTL idari para cezası ve 59,82YTL gecikme zammını içeren ödeme emrinin müvekkili şirkete, 36298 genel evrak numaralı ödeme emrinin de şirket müdürü sıfatıyla dolaylı müvekkili O.Ö.’e 15.4.2005 tarihinde tebliğ edildiğini, Yasanın 5. maddesi ile değişik 140. maddesinin son fıkrası gereğince 5 yıllık zamanaşımı nedeniyle istenemeyeceğini beyan ederek davalı Kurumun 11.4.2005 tarihli ve 2005/279 takip sayılı, 6183 sayılı Yasa’ya göre düzenlediği ödeme emrinin her iki davacı açısından da iptaline karar verilmesini istediği, davalı Kurum vekilinin cevap dilekçesinde, Kurum işleminin doğru olduğunu, söz konusu para cezası ile ilgili Kurum müfettişi tarafından düzenlenen 28.1.2003 tarihli ve 12 KDR06 sayılı rapor ile istenilmediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istediği, dosyanın incelendiği, SSK Konya Sigorta Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak Müdürlüklerine ait 2005/279 sayılı  takip dosyanın Mahkemelerine gönderilmesinin istenildiği, delil olarak gösterilen Konya 2. İdare Mahkemesi’nin 2005/548 Esas sayılı dava dosyasının Mahkemelerine gönderilmesinin istenildiği, gelen cevabi yazılar tetkik edilerek dosya kapsamıyla davanın kabulüne karar verildiği,  Mahkemelerinin 11.4.2006 tarihli ve 2005/478 E, 2006/315 K sayılı kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 3.4.2007 tarihli ve 2006/6804 E, 2007/5638 K sayılı ilamı ile bozularak Mahkemelerine tevdi edildiği, bozma ilamının usul ve yasaya uygun bulunarak uyulmasına karar verildiği ve yargılamaya devam olunduğu, dosya kapsamıyla dayalı Kurumun davacılar hakkında 1998 yılı 11. ve 12. aylara ait prim bildirgelerinin verilmemesinden dolayı asıl ve gecikme zammından dolayı 407,82YTL idari para cezası tahakkuk ettirip 2005/279 sayılı ödeme emri davacılara tebliğ edilmiş olmakla, idari para cezasına ilişkin uyuşmazlığın çözüm yerinin idare mahkemesi olduğu gerekçesiyle Mahkemelerinin görevsizliğine, dosyanın mahiyeti itibariyle 506 sayılı Yasa’nın 140. maddesinden kaynaklanan davanın Anayasa Mahkemesi’nin kararları da esas alınmak üzere davayı görmek üzere görevli ve yetkili Konya İdare Mahkemesine gönderilmesine karar vermiş; bu karar, YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ’nin 6.5.2008 gün ve E:2008/3973, K:2008/7406 sayılı kararıyla  onanmak suretiyle kesinleşmiştir.

            Davacılar vekili, bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

            KONYA 2. İDARE MAHKEMESİ; 18.11.2008 gün ve E:2008/687 sayı ile, davacı Aközden İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. O.Ö. vekili tarafından 1998 yılı 3. dönem 4 aylık prim bordrosunun verilmediğinden bahisle kesilen 348,00YTL idari para cezası ve 59,82YTL gecikme zammına ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun hükmü uyarınca düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı"na karşı dava açıldığı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun “Primlerin Ödenmesi” başlıklı 88. maddesinde, “...Kurumun 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen prim ve diğer alacakları amme alacağı niteliğinde olup, imtiyazlı alacaktır. Kurumun taraf olduğu her türlü dava ve icra takiplerinin kısmen veya tamamen aleyhe neticelenmesi halinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yazılı tazminat ve cezalar Kurum hakkında uygulanmaz. Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz...” hükmünün yer aldığı, dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden, davanın, davacı şirketin 1998 yılı 3. dönem 4 aylık prim bordrosunun verilmediğinden bahisle kesilen 348,00YTL idari para cezası ve 59,82YTL gecikme zammına ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun hükmü uyarınca düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açıldığının anlaşıldığı, yukarıda yer verilen kanun hükümleri gereğince, özel kanununda görevli yargı mercii açıkça belirtildiğinden, işbu davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu kanısına varıldığı, bu nedenlerle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun"un 19. maddesi gereğince, Konya 1. İş Mahkemesi"nin 11.12.2007 tarih ve 2007/662 Esas, 2007/1211 Karar sayılı kararı ile görev yönünden reddedilen ve Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin E:2008/3973, K:2008/7406 sayılı kararı ile onanan kararı üzerine Mahkemelerinde açılan iş bu davanın adli yargının görev alanına girdiği kanaatine varılmış olduğundan, dava dosyası ve eklerinin görevli merciin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilmesine, davanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi"nce görevli merciin belirlenmesine ilişkin karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Nüket YOKLAMACIOĞLU, Muhittin KARATOPRAK ve Gürbüz GÜMÜŞAY’ın katılımlarıyla yapılan 5.4.2010 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olup, idari yargı dosyasının; 19. maddede belirtilen hükmün aksine, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası temin edilmeden gönderildiği görülmekte ise de; idari yargı dosyasından, adli yargı kararının kesinleştiği anlaşılmakla, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

            II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ’un, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Dava, 506 sayılı Kanun uyarınca verilen idari para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılmıştır.

506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 140. maddesinin 9.5.2007 gün ve 5655 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 4. fıkrasında, “İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder ve tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenir veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî para cezası kesinleşir. Mahkemeye başvurulması cezanın takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenmeyen idarî para cezaları, bu Kanunun 80 inci maddesi hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir. İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz ve yargı yoluna başvurulmaksızın tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, idarî para cezalarına karşı Kuruma itiraz etme veya yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak, Kurumca itirazın reddedilmesi veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan dörtte birlik ceza tutarı, 80 inci madde hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir” denilmiş; 80. maddesinin yedinci fıkrasında ise, "Kurum alacaklarının tahsilinde 21.7.1953 tarih ve 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesi yetkilidir" hükmüne yer verilmiştir.

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü, bu düzenlemelere göre, idarî para cezalarının ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk edeceği ve tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödeneceği veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebileceği, itirazın takibi durduracağı, Kurumca itirazı reddedilenlerin, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilecekleri nedeniyle tahakkuk aşamasında idare mahkemelerinin görevli oldukları, kurum alacaklarının tahsilinde ise, 6183 sayılı Yasa hükümleri uygulanmak suretiyle düzenlenecek ödeme emrine karşı açılacak davalara bakma görevinin, 80. maddenin yedinci fıkrasında açıkça belirtildiği gibi Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesine ait olduğu sonucuna varmıştır.

Ancak, 506 sayılı Kanun’un yukarıda sözü edilen maddeleri 31.5.2006 gün ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.

5510 sayılı Kanun’un 102. maddesinde, “…İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir.

İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz edilmeden veya yargı yoluna başvurulmadan önce tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde peşin ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme idari para cezasına karşı yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak Kurumca veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan dörttebirlik ceza tutarı, 89 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir.

Mahkemeye başvurulması idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmeyen idari para cezaları, 89 uncu madde hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir…” denilmiş; 88. maddesinde ise, “…Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır.

Kurum, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen alacakları hariç olmak üzere her türlü alacağın teminatını teşkil etmek üzere Yeni Türk Lirası ve/veya yabancı para birimi üzerinden ticari işletme, taşınır ve/veya taşınmaz rehni dahil olmak üzere her türlü teminat almaya yetkilidir.

Kurumun 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen prim ve diğer alacakları amme alacağı niteliğinde olup, imtiyazlı alacaktır. Kurumun taraf olduğu her türlü dava ve icra takiplerinin kısmen veya tamamen aleyhe neticelenmesi halinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yazılı tazminat ve cezalar Kurum hakkında uygulanmaz.

Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz…” hükmü yer almıştır. 5510 sayılı Kanun’un ilgili hükümleri 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Öte yandan, 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun 37. maddesinin üçüncü fıkrasında, “Süresi içinde ödenmeyen sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası primleri, işsizlik sigortası primleri, idarî para cezaları, gecikme zamları, katılım payları Kurum alacağına dönüşür ve bu alacakların tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır” denilmiştir.

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.            

Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

Olayda, Konya Sigorta İl Müdürlüğü’nce idari para cezasının gecikme zammı ile birlikte tahsili amacıyla 506 sayılı Yasa’nın 80. maddesi uyarınca düzenlenen ödeme emrine karşı dava açıldığı anlaşılmıştır.

            Bu durumda, söz konusu ödeme emrine karşı açılan davanın, 5510 sayılı Yasa’nın 88. maddesi gözetildiğinde İş Mahkemesinin görevli olduğu kuşkusuzdur.

Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile İş Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Konya 2. İdare Mahkemesi’nce yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile Konya 1. İş Mahkemesi’nin 11.12.2007 gün ve E:2007/662, K:2007/1211 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 5.4.2010 gününde Üye Nüket YOKLAMACIOĞLU’nun KARŞI OYU ve  OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Hemen Ara