Esas No: 2009/1-25
Karar No: 2009/58
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2009/1-25 Esas 2009/58 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
İtirazname : 228555
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi : BAKIRKÖY 1. Ağır Ceza
Günü : 05.01.2006
Sayısı : 122-3
Sanık K.. G..’in kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan lehe olan 5237 sayılı TCY’nın 109/2-3-a-b maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hakkında 53. maddenin uygulanmasına ilişkin Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 05.01.2006 gün ve 122-3 sayılı hüküm,
Re’sen temyiz kapsamında bulunan hükümler ile birlikte sanık müdafii tarafından da temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 12.03.2008 gün ve 6246-1859 sayı ile;
“1) Sanık Z. S. müdafiinin onama istemini içeren dilekçesi temyizden feragat niteliğinde olup, feragata yetkisi olduğu anlaşılmakla, kamu davasının ortadan kaldırılmasına ilişkin hükme yönelik isteminin reddine
2) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık K. G..’in adam öldürme ve hürriyeti tahdit suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç¬larının niteliği tayin, takdiri cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde düzeltme dışın¬da, isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin sübuta, suç vasfına ve sair neden¬lere yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesi uyarınca belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılan sanık hakkında velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından getirilen kısıtlamanın, 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca şartla salıverilme tarihine kadar geçerli olduğunun hüküm fıkrasının mahsus bölümüne eklenmesine karar verilmek suretiyle CMUK’nun 322. maddesi gereğince düzeltilen, kısmen re"sen de temyize tâbi bulunan hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi onanmasına,” karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığınca 23.01.2009 gün ve 228555 sayı ile;
Cebir kullanarak ve silahla kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden;
5252 sayılı Yasanın 9. maddesinin 3. fıkrası uyarınca; lehe olan hüküm, ‘önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.’
Yerel Mahkemece, hükmün tesis edildiği 05.01.2006 tarihinde, somut olaya, 765 sayılı Yasa hükümleri ile 5237 sayılı Yasa hükümleri bütünüyle uygulandığında, 24.07.1992-29.07.1992 tarihleri arasında gerçekleştirilen hürriyeti tahdit eylemi nedeniyle, 5237 sayılı Yasa hükümleri sonucu itibariyle bütünüyle sanık lehine ise de; 765 sayılı Yasanın 102/3 ve 104/2. maddeleri uyarınca 15 yıllık zamanaşımı süresine tabi bulunan eylemde, Özel Dairece incelemenin yapıldığı 12.03.2008 tarihinde, suç tarihi ile inceleme tarihi arasında gereken süre geçmiş, atılı eylemde 765 sayılı TCY’nın 102/3 ve 104/2. maddelerinde düzenlenmiş bulunan dava zamanaşımına ilişkin koşullar gerçekleşmiştir.
Sanığa atılı suç, suç tarihinde yürürlükte olan ve dava zamanaşımı yönünden lehe hükümler içeren 765 sayılı TCK’nun 179/2. maddesinin gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; 765 sayılı TCK’nun 102/3, 104/2. maddeleri uyarınca 10 yıllık asli ve 15 yıllık kesintili zamanaşımı süresine tabi bulun¬maktadır. Suç tarihi olan 24.07.1992 tarihinden, Yargıtay 1. Ceza Dairesinde inceleme¬nin yapıldığı 12.03.2008 tarihine kadar bu sürenin geçtiği anlaşıldığından, dava zamanaşı¬mının dolması nedeniyle davanın ortadan kaldırılması yerine yazılı biçimde onanmasına karar verilmesi sanık aleyhinedir, gerekçeleri ile itiraz yasa yoluna başvurularak Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 12.03.2008 gün ve 6246-1859 sayılı onama kararının, hürri¬yetten yoksun kılma suçu yönünden kaldırılarak zamanaşımı nedeniyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına karar verilmesi talep olunmuştur.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
Somut olayda, suç tarihi 29.07.1992’dir. Sanığa isnat edilen (kişiyi hürriyetinden yoksun kılma) hürriyeti tahdit suçu 765 sayılı Yasanın 179/2. maddesinde düzenlenmiş olup 3 yıldan 8 yıla kadar ağır hapis ve ağır para cezasını gerektirmektedir. Her ne kadar somut olayda aynı maddenin son fıkrasının uygulanması koşullarının doğması nedeniyle cezanın üçte birden yarısına kadar arttırılması dolayısıyla eylemin cezasının üst sınırı 12 yıl ağır hapis olacak ise de, 765 sayılı Yasada, 5237 sayılı Yasanın 66/3. fıkrasında yer alan dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerinin de göz önünde bulundurulacağına ilişkin bir hükme yer verilmemiş olması karşısında, dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde 765 sayılı Yasanın 179/2. fıkradaki 8 yıl ağır hapsin nazara alınması gerekir. 765 sayılı Yasanın 102. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, beş seneden fazla yirmi seneden az ağır hapis veya hapis cezalarını gerektiren suçlarda dava zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, bu sürenin, kesen nedenlerin varlığı halinde 104/2 maddesi uyarınca en fazla 15 yıl olabileceği, 765 sayılı Yasanın 102/3 ve 104/2. maddeleri uyarınca suç tarihi olan 29.07.1992 tarihinden itibaren 15 yıllık zamanaşımı süresinin Özel Dairenin onama kararı verdiği 12.03.2008 tarihinden önce, 29.07.2007 tarihinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
5237 sayılı Yasanın lehe olduğu kabul edilerek uygulama yapılması nede¬niyle, zamanaşımı süresinin de 5237 sayılı Yasaya göre belirlenmesi gerektiği ileri sürülebilir ise de, ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 29.04.2008 gün ve 79/90 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, cezalandırma olanağının bulunduğu bir ahvalde, 5237 sayılı Yasa hüküm¬leri ceza süresi itibariyle sanık lehine ise de, zamanaşımı süresinin 765 sayılı Yasa hükümleri uyarınca gerçekleşmesi nedeniyle 765 sayılı Yasa hükümleri uygulandığında sanığa ceza verilebilme olanağı büsbütün ortadan kalkacağından 765 sayılı Yasa sanık lehine sonuç doğurabilme niteliğine kavuşmuştur.
Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel Daire onama kararının bu suç yönünden kaldırılmasına ve 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesindeki yetkiye istinaden kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay C.Başsavcılığının itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 12.03.2008 tarih ve 6246-1859 sayılı onama kararının, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden KALDIRILMASINA,
3- Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 05.01.2006 gün ve 122-3 sayılı hükmü¬nün kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden BOZULMASINA,
4- 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca, yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 322. mad¬desinin, Yargıtay Ceza Genel Kuruluna tanıdığı yetki kullanılmak suretiyle, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zaman¬aşımı nedeniyle, 765 sayılı TCY’nın 102/3 ve 104/2. maddeleri ile 5271 sayılı CYY’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
5- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, tebliğnamedeki isteme uygun olarak 10.03.2009 günü oybirliği ile karar verildi.