Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/6377 Esas 2022/771 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/6377
Karar No: 2022/771
Karar Tarihi: 14.02.2022

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/6377 Esas 2022/771 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir elatmanın önlenmesi davasında, kooperatifin, davalı tarafından işgal edilen taşınmazın maliki olduğunu ve davalının taşınmazı tahliye etmediğini, kiraya vererek haksız gelir elde ettiğini, noter vasıtasıyla gönderilen ihtarnameleri almadığını ileri sürerek haksız tecavüzün meni ile davalının bağımsız bölümden tahliyesini talep ettiği ancak davanın reddine karar verildiği belirtiliyor. Mahkeme, kooperatifin tapuda malik olarak görünmesine rağmen, davalı tarafından sunulan protokole göre, taşınmazın 10 nolu dairenin davalıya satıldığının ve tadilat projesinin müteahhit firma tarafından imzalandığının belirlendiği, Senetlerin düzenlendiği ismin kooperatifin müteahhidi olarak geçmesine rağmen davalının uzun yıllardır bu taşınmazda oturduğu gerekçesiyle davacının dava talebinin reddedildiği ifade ediliyor. Ancak Yargıtay, davacı ile yüklenici arasındaki dava dosyasının celp edilerek sulh sözleşmesinin değerlendirilmesi, davanın konusunu oluşturan bağımsız bölümün yükleniciye bırakılan bağımsız bölümlerden olup olmadığının araştırılması ve davalının kötü niyetli ve haksız işgalci durumunda olup olmadığının değerlendirilerek karar verilmesi gerektiğini belirtiyor. Kararda Özel Hukuk Hükümleri'ne ilişkin maddeler detaylı bir şekilde belirtilmemiş.
6. Hukuk Dairesi         2021/6377 E.  ,  2022/771 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili; müvekkili kooperatifin, davalının hukuki gerekçe göstermeden işgal ettiği taşınmazın maliki olduğunu, davalı tarafın uyarılara rağmen taşınmazı tahliye etmediğini, kiraya vererek haksız gelir elde ettiğini, noter vasıtası ile gönderilen ihtarnameleri almadığını ileri sürerek gayrimenkule haksız tecavüzün meni ile davalının bağımsız bölümden tahliyesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; müvekkilinin taşınmazı müteahhit ...’den satın aldığını, kooperatifle bir bağlantısı olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamında; her ne kadar kooperatif tapuda malik olarak görülmekte ise de, davalı tarafından dosyaya sunulan protokole göre, 10 nolu dairenin davalıya 10.000,00 TL peşin 20 adet senet karşılığında satıldığı, tadilat proje sahibi ... İnşaat tarafından imza altına alındığı, davalı tarafça ödeme belgelerinin dosyaya sunulduğu, davacı kooperatife yapılan ihtarlara rağmen dava konusu taşınmazın paylaşımına ilişkin genel kurul kararlarının ve kat irtifak paylarının dosyaya sunulmadığı, davalı tarafça sunulan senet örnekleri incelendiğinde, Turhan ... adına senetlerin düzenlendiği, Turhan ... kooperatifin müteahhidi olup, davalı tarafın uzun yıllardır bu taşınmazda oturmasına rağmen davanın 2014 senesinde açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Davacı kooperatif ile davalının bağımsız bölümü satın aldığını iddia ettiği ... arasında 07.09.1993 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşme çerçevesinde tarafların 20.04.2008 ile 19.01.2009 tarihlerinde sulh sözleşmeleri imzaladıkları ve bu sulh sözleşmelerine dayalı alacak davasının halen derdest olduğu dosyada sabittir. Bu durumda mahkemece davacı ile yüklenici arasındaki dava dosyası celp edilerek özellikle sulh sözleşmesi de değerlendirilerek dava konusu bağımsız bölümün yükleniciye bırakılan bağımsız bölümlerden olup olmadığı, ayrıca davalının dava konusu bağımsız bölüm ile ilgili tapuyu alabilmek için herhangi bir davasının olup olmadığı araştırıldıktan sonra davalının kötü niyetli ve haksız işgalci durumunda olup olmadığı da değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.02.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara