Esas No: 2021/1994
Karar No: 2022/745
Karar Tarihi: 14.02.2022
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/1994 Esas 2022/745 Karar Sayılı İlamı
6. Hukuk Dairesi 2021/1994 E. , 2022/745 K.Özet:
Asıl ve birleşen davada, şikayetçi banka vekili İİK'nın 110. maddesine göre şikayet olunan tarafın haczinin düşmüş olmasına rağmen kendisine satış bedelinden pay ayrılmasının ve sıra cetvellerine itiraz dosyalarına konu tutarların kesinleşen sıra cetvelinden yapılan bir tahsilat gibi dikkate alınıp garame hesabı yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek şikayet etmiştir. Birleşen dosyada, şikayetçi tarafından verilmiş olan tasarrufun iptali kararı ile İİK'nın 281/2. maddesi gereğince konulan ihtiyati haciz kesin hacze dönüştüğünden, şikayete konu sıra cetvelinin hukuka uygun olmadığını ileri sürmüştür. Mahkeme, şikayetlerin kabulüne dair verilen kararın Yargıtay tarafından bozulması üzerine yapılan yargılama sonucunda birleşen davada şikayetin reddine, asıl davada ise şikayetin kabulüne karar vermiştir. İİK'nın 107. maddesinde yer alan düzenlemenin satış istemeyen alacaklı lehine uygulanabilmesi için satışın bu alacaklının satış isteme süresi geçmeden yapılmış olması gerektiği belirtilmiştir. Birleşen davada şikayetçinin satış talebi süresinde olmadığı gibi satış şikayetçinin satış talep etme süresi geçtikten sonra yapılmıştır. Bu nedenle asıl davada karar şikayetçi yararına bozulmuştur. İİK'nın 110. ve 142/A. maddeleri detaylı bir şekilde tartışılmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen davada sıra cetvelindeki sıraya itiraz davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davada şikayetin kabulüne, birleşen davada şikayetin reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde asıl davada şikayetçi - birleşen davada şikayet olunan ... Bankası A.Ş. ile asıl davada şikayet olunan - birleşen davada şikayetçi... A.Ş. vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl dosyada şikayetçi banka vekili, İİK'nın 110. maddesine göre şikayet olunan tarafın haczinin düşmüş olmasına rağmen kendisine satış bedelinden pay ayrılmasının ve müvekkili bankanın İİK'nın 142/A. maddesi gereğince teminat mektubu karşılığında tahsil ettiği sıra cetvellerine itiraz dosyalarına konu tutarların, sıra cetveline itirazın aleyhlerine sonuçlanması halinde iadesinin riski dikkate alınmadan kesinleşen sıra cetvelinden yapılan bir tahsilat gibi dikkate alınıp şikayet olunan ile garame hesabı yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu; birleşen dosyada şikayetçi vekili şikayete konu taşınmaz hakkında verilmiş olan 23.01.2013 tarihli tasarrufun iptali kararı ile İİK'nın. 281/2. maddesi gereğince konulan ihtiyati haciz kesin hacze dönüştüğünü, bu tarih dikkate alındığında şikayet olunan yanın hacizleri İİK'nın 106. maddeye göre düşmüş olduğundan şikayete konu sıra cetveli hukuka uygun olmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini istemişlerdir.
Asıl ve birleşen dosyalarda şikayet olunanlar ayrı ayrı şikayetlerin reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, şikayetlerin kabulüne dair verilen kararın Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 01.07.2019 gün, 2018/562 E. 2019/3112 K. sayılı ilamlıyla asıl ve birleşen davalarda ayrı ayrı hüküm kurulması gerekmesinin yanı sıra kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki bulunması sebebiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl davada şikayetin kabulüne, birleşen davada şikayetin reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl ve birleşen davalarda şikayetçi vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere ve delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre birleşen davada şikayetçi vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Asıl davada şikayetçi vekilinin temyiz itirazları yönünden;
İcra İflas Kanunu’nun 107. maddesinde yer alan düzenlemenin satış istemeyen alacaklı lehine uygulanabilmesi için satışın bu alacaklının satış isteme süresi geçmeden yapılmış olması gerekir.
Somut olayda, birleşen davada şikayetçi tarafından tasarrufun iptali davası sırasında alınan 26.11.1998 tarihli ihtiyati haciz karar tarihi olan 07.12.2007’de kesin hacze dönüşmüş olmasına rağmen, 07.11.2013’te satış talebinde bulunmuş, satış ise 18.03.2014’te gerçekleşmiştir. Birleşen davada şikayetçinin satış talebi süresinde olmadığı gibi satış şikayetçinin satış talep etme süresi geçtikten sonra yapılmıştır. Bu durumda, birleşen davada şikayetçinin haczinin düştüğünün kabulü gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada şikayetçi vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl davada hükmün şikayetçi yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz eden asıl davada şikayet olunan - birleşen davada şikayetçi... A.Ş.'den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde asıl davada şikayetçi - birleşen davada şikayet olunan ... Bankası A.Ş.'ye iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 14.02.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.