Esas No: 2013/939
Karar No: 2013/1112
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2013/939 Esas 2013/1112 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2013/939 E. , 2013/1112 K.- SIGORTALI ARACIN UĞRADIĞI HASARI ÖDEYEN SIGORTA ŞIRKETININ, ZARARIN IDARECE GIDERILMESI ISTEMIYLE AÇTIĞI DAVANIN, ADLİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI GEREKTIĞI
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 10
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : Ziraat Sigorta A.Ş. Vekili : Av. A.B. Davalı : Samandağ Belediye Başkanlığı Vekili : Av. Z.K. O L A Y : Davacı şirket vekili, dava dilekçesinde, şirketleri tarafından kasko güvencesi altında olan 31 SP 202 plaka sayılı aracın, 21.5.2011 tarihinde Hatay İli, Samandağ İlçesi, Ahmet Yesevi Caddesi üzerinden çarşı istikametine doğru seyir halindeyken, davalı kurumun açmış olduğu çukura düşerek hasarlandığını; olaydan hemen sonra trafik ekipleri marifeti ile tutulan tespit tutanağında çukur çevresi ve yakınında herhangi bir uyarı levhasının bulunmadığının belirtildiğini; toplam 3.193,69 TL maddi hasar meydana geldiğini ve bu hasarın sigortalıya ödendiğini ileri sürerek, fazlaya yönelik hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 3.193,69 TL maddi tazminatın ödeme tarihi olan 7.6.2011 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle 28.2.2012 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır. Davalı vekilince, süresinde verilen birinci savunma dilekçesinde, dava konusu uyuşmazlığın adli yargının görev alanına girdiği ileri sürülerek görev itirazında bulunmuştur. HATAY İDARE MAHKEMESİ: 4.12.2012 gün ve E:2012/282 sayı ile, bakılan davada, davacı şirketin sigortalısı olan 31 SP 202 plakalı aracın 31.5.2011 tarihinde Hatay İli, Samandağ İlçesi, Ahmet Yesevi Caddesi üzerinde çukura düşerek maddi hasar gördüğü (kişi yaralanması yada can kaybının vuku bulmadığı) bunun neticesi sigortalıya ödenen tutarın davalı idareye rucü edilerek tazmininin istenildiği, bu durumda, meydana gelen kazının maddi zarara ilişkin olduğu, vücut bütünlüğüne ve ölüme bağlı bir zarar olmadığı, davacı şirketin uğradıklarını ileri sürdükleri zararın hizmet sahibi idare tarafından tazmini istemiyle açılan tam yargı davasına bakmaya mahkemelerinin görevli bulunduğu gerekçesiyle davalı idarenin görev itirazının reddine karar vermiştir. Davalı vekilinin adli yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içerisinde verdiği dilekçesi üzerine dosya örneği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI: 2918 sayılı Yasanın 1, 2, 10 ve 110. maddelerinden sözederek, davaya konu olayda davalı belediyenin bakım ve sorumluluğunda bulunan şehir içindeki Karayolunda Belediyeye ait çalışma sırasında açılıp gerekli tedbir alınmadan bırakıldığı iddia olunan çukura seyir halindeki aracın düşerek maddi hasara uğradığı ve davacı tarafından kasko sigortası kapsamında giderilen zararın rücuen sorumluluğu bulunduğu iddia olunan davalı idareden talep edildiğinin anlaşıldığı, olayda idari bir eylem ya da işlemden doğmuş bir zarar söz konusu olmayıp, kasko sigorta İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU‘nun katılımlarıyla yapılan 1.7.2013 günlü toplantısında: l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı M.Ali GÜMÜŞ’ün adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, sigortalı aracın uğradığı hasarı ödeyen sigorta şirketinin, zararın idarece giderilmesi isteminden ibaret bulunan bir rücuen tazminat davasıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının Karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun Karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir. Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır. Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir. Dosyanın incelenmesinden, dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; Şirkete sigortalı vasıtanın geçirdiği trafik kazası neticesinde hasarlandığı, bahis konusu olay neticesinde şirkete sigortalı vasıtada 3.193,69 TL’lik hasarın meydana geldiği; tespit edilen hasar bedelinin sigortalı vasıta sahibine ödendiği, ibraz edilen zabıt varakasına göre olayın meydana gelişinde davalı idarenin yol kusurunun tespit edildiği, meydana gelen hasar nedeniyle sigortalısına tazminat ödeyen şirketin kusur nispetine göre avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili istemiyle davanın açılmış olduğu anlaşılmaktadır. Belediye aleyhine idare mahkemesinde açılan başka bir tazminat talepli tam yargı davasında, İdare Mahkemesi 2918 sayılı Yasanın 110.maddesinin 1.fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasaya aykırı olduğu kanısına varmış, İdare Mahkemesinin bu iki cümlenin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi 8.12.2011 gün ve E:2011/124, K:2011/160 sayı; 8.11.2012 gün ve E:2012/118, K:2012/170 sayılı ve 28.5.2013 gün ve E:2013/59, K:2013/68 sayılı aynı içerikli kararları ile; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir. Başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” kararına varmıştır. Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin benzer bir konuda İdare Mahkemesi’nin davaya bakmakla görevli bulunmadığı yolundaki kararları gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin Karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusunun kabulü ile, Hatay İdare Mahkemesince verilen görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Hatay İdare Mah-kemesinin 4.12.2012 gün ve E:2012/282 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 1.7.2013 gününde Üyelerden Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞIOYU ve OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi. KARŞI OY Davalı Belediyenin Karayolunun yapım, bakım ve korunmasındaki ihmali sonucu meydana gelen kazada, davacının uğradığı maddi zararın tazmini istemi ile İdari Yargıda dava açılmış, Yargılamada davalı İdarenin görev itirazının reddi sonucu Adli Yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması üzerine dosya Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmiştir. Yüksek Mahkemece yapılan inceleme sonucunda "2918 Sayılı Yasa"nın 110.maddesi hükümleri gözetildiğinde davanın Adli Yargıda çözümlenmesi gerektiği" düşüncesi ile Adli Yargının görevli olduğuna, karar verilerek Hatay İdare Mahkemesinin görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Sayın çoğunluğun uyuşmazlıkta Adli Yargıyı görevli kabul eden düşüncesine iştirak edilmesi mümkün değildir. Zira; Davada, davalı Belediyenin Karayolunun yapım, bakım ve korunmasındaki ihmali sonucu zarara neden olan kazanın meydana geldiği iddia edilmektedir. 2918 Sayılı KTK"nın lO.md. "Belediyelerin yapım ve bakımından sorumlu olduğu yolları, trafik düzen ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmak, Karayolu yapısında ve üzerinde yapılacak çalışmalarda gerekli tedbirleri almakla görevli" olduğuna işaret edilmiş, TC Anayasası"nın 125/son md. "idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu" kurala bağlanmış, 2577 Sayılı İYUK 2/1-b md. "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava çeşitleri arasında" sayılmıştır. Bu durumda belediye sınırları içindeki yolun yapım, bakım ve onarımının yapılmadığı nedeniyle doğan zararın tazmininin amaçlanmış olması karşısında, idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü esnada kişilere verdiği zararın ödetilmesine yönelik bulunan uyuşmazlık konusu davanın, olayda kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tespitinde esas alınan idare hukuku kurallarına ve 2577 Sayılı IYUK 2/1-b md. sayılan tam yargı davasında görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır. Sayın çoğunluk, Karayolunun yapım, bakım ve korunmasındaki ihmalden doğan zararda Adli Yargıyı görevli kabul eden görüşünde hukuki dayanak olarak 2918 Sayılı KTK 110/1 md. hükümlerini esas almıştır. 11.01.2011 gün 6099 Sayılı Yasa"nın 14. maddesi ile 2918 Sayılı KTK 110. maddesine eklenen 1 .fıkra ile "işleteni veya sahibi devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil bu kanundan doğan sorumluluk davaları Adli Yargıda görülür... " hükmü getirilmiştir. Sayın çoğunluk görüşünün aksine eldeki uyuşmazlık anılan yasa hükmü kapsamında kalmamaktadır. Çünkü, 2918 Sayılı KTK 85.maddesinde açıkça belirtildiği gibi yasa motorlu araçların işletilmesinden doğan zararlar nedeniyle işletenin hukuki sorumluluğunu düzenlemektedir. Yasa hükmünde geçen bu kanundan ve Adli Yargıda görülmesi gereken sorumluluk davaları, 2918 Sayılı Yasa"nın 85.maddesinde düzenlenen motorlu araçların işletilmesi nedeniyle verilen zararlardan dolayı araç işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin davalardır. Yasa değişikliğinden önce kamu araçlarının işletilmesi nedeniyle verilen zararlardan dolayı kamu idaresinin sorumluluğunun hangi yargı kolunda görüm ve çözümü konusunda yasada bir düzenleme bulunmadığından idari ve Adli Yargı organları arasında çıkan görev uyuşmazlıklarını sonlandırmak üzere sözü geçen yasa hükmü getirilmek suretiyle kamu araçlarının verdiği zararlar nedeniyle işletenin sorumluluğunda 2918 Sayılı Yasa"nın amacına uygun olarak Adli Yargıda görüm ve çözüm esası benimsenmiştir. Açıklanan gerekçelerle uyuşmazlıkta idari yargı görevli olup, benzer ihtilaflarda da idari yargının görevli olduğu Yargıtay 4, 11, 17 Hukuk Dairelerinin istikrarlı kararlarıyla Içtihad edildiği gibi Danıştay kararlarında da uyuşmazlıkta İdari Yargının görevli olduğu benimsenmiştir. (Danıştay 10. Daire E 2011/11522, K 2012/5347 sayı vs.) Somut uyuşmazlıkta davanın Karayolunun yapım, bakım ve korunmasındaki idarenin hizmet kusuruna dayanmasına, 2918 Sayılı Yasa"nın 110/1 md. motorlu araçların işletilmesinden doğan zararlardan dolayı işletenini hukuki sorumluluğunun Adli Yargıda görüm ve çözümünü düzenleme altına almasına, Somut uyuşmazlığın anılan yasa hükmü kapsamında bulunmamasına, Kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tespitinde, 2577 Sayılı IYUK 2/1-b md. sayılan tam yargı davasında görüm ve çözümünde İdari Yargının görevli olmasına göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusunun reddi ile İdari Yargının görevli olduğuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde uyuşmazlıkta Adli Yargıyı görevli kabul eden sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum. Üye Eyüp Sabri BAYDAR
sözleşmesinden kaynaklanan rücu davası olup, sigorta şirketi zarara neden olan davalı şirketin haksız eylemi nedeniyle zarar gören sigortalısına ödediği tazminatı sigortalısının ardılı sıfatıyla rücuen zarar veren davalıdan istediği, ödenen tazminatın rücuen davalıdan tahsilinin istenmesine, tazmin yükümlülüğünün saptanmasına ilişkin bulunan davanın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu bu nedenle, Hatay İdare Mahkemesi’nin görevlilik kararının kaldırılması gerektiği düşünülmekle, 2247 sayılı Kanun’un 10 ve 13. maddeleri gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine karar vermiştir.