Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2010/8-174 Esas 2010/176 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2010/8-174
Karar No: 2010/176

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2010/8-174 Esas 2010/176 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık M.V., yangın çıkararak genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçundan 5 ay hapis cezasına mahkum edilmiş, cezası adli para cezasına çevrilmiştir. Gökçebey Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen karar, Yargıtay 8. Ceza Dairesi tarafından onanmıştır. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, duruşma tutanağının imza eksiklikleri nedeniyle kaldırılması gerektiği yönünde itiraz etmiştir. Ceza Genel Kurulu, duruşma tutanağının imzalanmamış olması sebebiyle hükmün usule aykırı olduğunu ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabul edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Yangın çıkarmak suretiyle genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçu, Türk Ceza Yasası'nın 170/1-a ve 62. maddeleri uyarınca suç olarak kabul edilmektedir.
Ceza Genel Kurulu         2010/8-174 E.  ,  2010/176 K.

    "İçtihat Metni"

    İtirazname : 2006/161469
    Yargıtay Dairesi : 8. Ceza Dairesi
    Mahkemesi : GÖKÇEBEY Asliye Ceza
    Günü : 04.04.2006
    Sayısı : 1-73

    Sanık M.V..’nin, yangın çıkarmak suretiyle genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçundan 5237 sayılı TCY’nın 170/1-a ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın aynı Yasanın 50/1. maddesi uyarınca 3000 YTL adli para cezasına çevrilmesine ilişkin, Gökçebey Asliye Ceza Mahkemesince verilen 04.04.2006 gün ve 1-73 sayılı hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 8. Ceza Dairesince 02.11.2009 gün ve 9052-13412 sayı ile onanmıştır.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.07.2010 gün ve 161469 sayılı itirazı ise, Özel Daire onama kararının, duruşma tutanaklarındaki imza eksiklikleri nedeniyle kaldırılması ve yerel mahkeme hükmünün bozulması gerektiğine ilişkindir.
    Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlen¬diril¬miş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kapsamına göre, sanık hakkında yangın çıkarmak suretiyle genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçundan verilen hükme hasren yapılan incelemede:
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında esasa ilişkin bir uyuşmaz¬lığın bulunmadığı, bununla birlikte, esaslı işlemlerin yapıldığı ve hükmün tefhim edildiği 04.04.2006 tarihli oturuma ait 3 sayfadan ibaret duruşma tutanağının ilk iki sayfasının hakim tarafından imzasız bırakılmış olmasının, itiraza konu edildiği görülmektedir.
    Nitekim; aynı sanık hakkında “görevliye etkin direnme suçundan” verilen hükme ilişkin Özel Daire bozma kararı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 22.12.2009 gün ve 161469 sayı ile itiraza konu edildiğinde; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca 23.02.2010 gün ve 258-33 sayı ile “imza eksikliklerine dayalı olarak” kaldırılmış ve aynı Genel Kurul kararında itiraza konu edilmemiş bulunan “kasten yangın çıkarma suçu ile ilgili onama kararına da itiraz edilmesi yönünde” ihbarda bulunulmuştur.
    Dosya incelendiğinde;
    Sanık savunmasının tespit edilmesi, tanık ifadesi alınması, Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşünü bildirmesi gibi esaslı işlemlerin yapıldığı ve hükmün tefhim edildiği 04.04.2006 tarihli oturuma ait toplam 3 sayfadan ibaret olan duruşma tutanağının ilk iki sayfasının Hakim H..M..(42083) tarafından imzasız bırakıldığı anlaşılmaktadır.
    1412 sayılı CYUY’nın 264. maddesi ve benzer düzenlemeyi içeren 5271 sayılı CYY’nın 219/1. maddesine göre, duruşma tutanağının hakim tarafından imzalanması zorunludur. Aynı benzerlik, duruşma tutanağının ispat gücünü düzenleyen 1412 sayılı CYUY’nın 267. maddesi ile 5271 sayılı CYY’nın 222. maddesi arasında da bulunmaktadır.
    Buna göre, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere; ceza yargılaması işlemleri, onlara belge kanıtı değerinin tanınması amacıyla duruşmada tutanaklara yansıtılmakta ve yetkililerce imzalanarak resmi belge niteliğine kavuşturulmak¬tadır. Yasanın buyurucu hükmü uyarınca duruşma safhalarını gösteren tutanakların her sayfasının hâkim ve zabıt kâtibi tarafından imzalanması bu nedenle zorunludur. Bu şeklî düzenlemenin amacı, tutanakların değiştirilmesini önlemek ve onlara güven duyulmasını sağlamaktır. İmza noksanı bulunan duruşma tutanağı, içeriğine duyulması gereken güven yönünden duraksamaya yol açar ve resmi belge niteliği zafiyete uğrar. Böyle bir belgeye dayanılarak hüküm tesis olunamayacağı gibi, bu nitelikteki bir usuli aykırılığı taşıyan hükmün esası da Özel Dairece incelenemez.
    Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel Dairenin genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçuyla ilgili onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün ise diğer yönleri incelenmeden imza eksikliği nedeniyle bozularak, dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmelidir.
    SONUÇ :
    Açıklanan nedenlerle,
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2- Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 02.11.2009 gün ve 9052-13412 sayılı, yangın çıkarmak suretiyle genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçundan verilmiş hükme ilişkin onama kararının KALDIRILMASINA,
    3- Gökçebey Asliye Ceza Mahkemesinin 04.04.2006 gün ve 1-73 sayılı hükmünün, yangın çıkarmak suretiyle genel güvenliği tehlikeye sokma suçu yönünden diğer yönleri incelenmeksizin belirtilen usule aykırılık nedeniyle BOZULMASINA,
    4- Dosyanın Gökçebey Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.09.2010 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara