Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2010/8-99 Esas 2010/164 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2010/8-99
Karar No: 2010/164

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2010/8-99 Esas 2010/164 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Karlıova Asliye Ceza Mahkemesi, sanık Hıdır'ı 5237 sayılı TCY'nin 154/2-1, 62,50 ve 52. maddeleri uyarınca 3.000 YTL ve 80 YTL adli para cezası ile cezalandırmıştır. Sonrasında yerel Cumhuriyet Savcısı tarafından 5271 sayılı CYY'nin 231. maddesi ile ilgili olarak değerlendirilme yapılması talep edilmiş ve mahkeme hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin talebi reddetmiştir. Sanık müdafiince bu karara itiraz edilmesi üzerine, dosya Bingöl Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmiş ve yeniden verilen kararla sanık atılı suçtan beraat etmiştir. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yasa yararına bozma isteminde bulunarak, dosyanın yeniden ele alınmasını talep etmiştir. Mahkeme sonrasında verilen tüm karar ve hükümlerin hukuken bir değer taşımadığını kabul ederek, dosyayı tekrar incelemek üzere Karlıova Asliye Ceza Mahkemesi'ne göndermiştir. Kararın geçtiği kanun maddeleri ise 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 231 ] ve 1412 S. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA)
Ceza Genel Kurulu 2010/8-99 E., 2010/164 K.

Ceza Genel Kurulu 2010/8-99 E., 2010/164 K.

  • HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI
  • TEMYİZ SÜRESİ
  • 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 231 ]
  • 1412 S. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) [ Madde 310 ]
  • "İçtihat Metni"

    Sanık Hıdır"ın, hakkı olmayan yere tecavüz etme suçundan, 5237 sayılı TCY"nın 154/2-1, 62,50 ve 52. maddeleri uyarınca 3.000 YTL ve 80 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Karlıova Asliye Ceza Mahkemesince 10.10.2006 gün ve 64-234 sayı ile verilen hüküm, sanık müdafiince temyiz edilmiş ise de, aynı mahkemece 15.01.2007 gün 2 değişik iş sayı ile temyiz isteminin reddine karar verilmiş ve bu hüküm 23.11.2006 tarihinde kesinleştirilmiştir.

    5728 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra, yerel Cumhuriyet Savcısı tarafından 5271 sayılı CYY"nın 231. maddesi ile ilgili olarak değerlendirilme yapılmasının talep edilmesi üzerine; Karlıova Asliye Ceza Mahkemesince 20.02.2008 gün ve 64-234 sayı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin talebin reddine karar verilmiş,

    Sanık müdafiince bu karara itiraz edilmesi üzerine, dosyanın gönderildiği Bingöl Ağır Ceza Mahkemesi ise; "san/k H/dır vekili Av. Alihan"ın Mahkemenizin 20.02.2008 tarih, 2006/64 Esas, 2006/234 Karar sayılı kararına itiraz ettiğine dair itiraz dilekçesi yazımız ekinde gönderilmiş olup, mahkemenizce söz konusu talebe ilişkin bir karar verilmesi, şayet eski kararınızda bir değişiklik yapılmadığı takdirde, talebin değerlendirilmesi bakımından ilgili dava dosyasının mahkeme-mize gönderilmesi hususu rica olunur"şeklindeki 04.04.2008 gün ve 2008/67 muhabere sayılı yazı ile itiraz dilekçesi "hükmün açıklanmasının geri bırakılması isteminin reddine"WşW kararı veren Karlıova Asliye Ceza Mahkemesine iade edilmiştir.

    Bunun üzerine, Karlıova Asliye Ceza Mahkemesince yapılan duruşmalı yargılama sonunda, 11.11.2008 gün ve 59-198 sayı ile, sanığın atılı suçtan beraatına karar verilmiş, 26.12.2008 tarihinde de beraat kararı kesinleştirilmiştir.

    Yerel Cumhuriyet savcısının ihbarı, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 11.11.2009 gün ve 63882 sayılı yazısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.12.2009 gün ve 272068 sayılı ihbarnamesi ile "...Dosya kapsamına göre, kesinleşmiş ve infaz aşamasında olan kararda, 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması talebinin reddine karar verilmesini müteakip, itiraz üzerine dosyanın ele alınarak davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasının mümkün olmadığı gözetilmeden, önceki hükmün değiştirilmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir" açıklamasına dayalı olarak yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay 8. Ceza Dairesince 24.02.2010 gün ve 19573-2651 sayı ile;

    "... Kesinleşmiş ve infaz aşamasında olan hükme ilişkin olarak Karlıova Asliye Ceza Mahkemesinin 08.02.2008 tarihli ek kararı ile 5728 sayılı Kanunun 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesi uyarınca irdeleme yapılıp hükmün açıklanmasının geri bırakılması talebinin reddine karar verildiği, bu karara itiraz edildiği, itiraz üzerine CMK"nun 268/2. madde ve fıkrası uyarınca işlem yapılması gerektiği ve davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasının mümkün olmadığı gözetilmeden, önceki hükmün değiştirilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi,

    Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 11.11.2009 gün ve 63882 sayılı Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay C.Başsavcılığının ihbarname içeriği bu nedenle yerinde görülmekle Karlıova Asliye Ceza Mahkemesinin 11.11.2008 tarih, 2008/59 esas ve 2008/198 sayılı kararının CMK"nun 309/c. Madde ve fıkrası gereğince aleyhe sonuç doğurmamak üzere bozulmasına... "karar verilmiştir.

    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 21.04.2010 gün ve 272068 sayı ile, eksik yasa yolu bildirimi içerdiği ve usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği için kesinleşmeyen hükümlerin bulunduğu somut olayda, yasa yararına bozma yasa yoluna başvuru olanağı bulunmadığı gerekçesiyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire kararının kaldırılmasına, yasa yararına bozma isteminin de reddine karar verilmesini talep etmiştir.

    Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

    Sanık Hıdır"ın, 13.11.2005 tarihinde köy yoluna tecavüz ettiğinden bahisle açılan kamu davasının yargılaması sonunda verilen hükümle ilgili olarak, Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık; yasa yararına bozma isteminin reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesi açısından, hükümlerin kesinleşip kesinleşmediğinin saptanmasına ilişkindir.

    Dosya incelendiğinde;

    10.10.2006 tarihli ilk hükümdeki yasa yolu bildiriminin, "... hükmün açıklanmasından veya tebliğinden itibaren 7gün... "biçiminde olduğu,

    Tarafların yokluğunda verilen bu hükme ilişkin gerekçeli kararın, sanığın kendisiyle aynı evde oturan kızına 15.11.2006, katılanlar İsmail ve Orhan"a ise 07.11.2006 tarihinde tebliğ edildiği,

    Kararın Sanığa tebliğinden sonra, vekaletname ile tayin olunan sanık müdafiinin bu hükme yönelik 27.11.2006 tarihli temyiz dilekçesinin ise "süresinden sonra olduğundan bahisle reddedilmesine""rağmen, redde ilişkin 15.01.2007 tarihli kararın sanık veya müdafiine tebliğ edilmediği,

    Bunun üzerine, 10.10.2006 tarihli hükmün temyiz edilmediğinden bahisle 23.11.2006 tarihinde kesinleştirilerek, kısmen de infaz edildiği,

    Anlaşılmaktadır.

    Bu durumda;

    Yerel Mahkemece, temyiz süresinin "hükmün açıklanmasından veya tebliğinden itibaren 7 gün"olduğu belirtilmiş olmakla birlikte, bu sürenin her bir taraf açısından "tefhimden" m yoksa "tebliğden"itibaren mi başlayacağı açıkça belirtilmediğinden, yasa yolu bildiriminin eksik olduğunun,

    Eksik yasa yolu bildirimi içeren 10.10.2006 tarihli ilk hükmün, yasa yolu süresini açıklayan meşruhatla birlikte katılanlara; "temyizin reddine" ilişkin kararın ise sanık müdafiine tebliğ edilmemiş olması nedeniyle söz konusu hükmün henüz kesinleşmediğinin,

    Bu nedenle de, bir hükümle ilgili olarak henüz olağan yasa yoluna başvurma olanağı devam etmekte iken, dosyanın yeniden ele alınarak, aynı konuda farklı kararlar verilmesi olanaklı görülmediğinden, 15.01.2007 tarihli temyizin reddi kararından sonra verilen tüm karar ve hükümlerin hukuken bir değer taşımadıklarının

    Kabulü gerekmektedir.

    Her ne kadar; yasa yararına bozma başvurusu 11.11.2008 tarihli beraat hükmüne yönelik olarak yapılmış olsa bile, aynı konuda verilmiş bulunan 10.10.2006 tarihli mahkumiyet hükmüne ilişkin olarak olağan yasa yoluna başvurma olanağının devam ettiği bu ahvalde, 11.11.2008 tarihli beraat hük-müne yönelik olarak da bir olağanüstü yasa yolu olan, yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulması olanaklı görülmemektedir.

    Bu itibarla; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire kararının kaldırılmasına ve yasa yararına bozma yasa yolu başvurusunun reddine karar verilmelidir.

    Sonuç: Açıklanan nedenlerle,

    1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının (KABULÜNE),

    2-Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 24.02.2010 gün ve 19573-2651 sayılı kararının (KALDIRILMASINA),

    3-Karlıova Asliye Ceza Mahkemesinin 10.10.2006 gün ve 64-234 sayılı hükmü henüz kesinleşmediğinden, bu tarihten sonra verilmiş bulunan tüm hüküm ve kararların hukuki değerden yoksun olduğunun kabulü ile yasa yararına bozma isteminin (REDDİNE),

    4-Dosyanın Karlıova Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına (TEVDİİNE), 06.07.2010 günü yapılan müzakerede oybirliği İle karar verildi.

    Hemen Ara