Esas No: 2021/2849
Karar No: 2021/5234
Karar Tarihi: 06.10.2021
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/2849 Esas 2021/5234 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalılar ... ve ... tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü;
- KARAR-
Dava tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir,
Kadastro sonucunda, ... İlçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan ... ada ..., ..., ... parsel sayılı taşınmazların toprak tevzii çalışmaları sırasında tapulu yerlerden olduğu gerekçesiyle ... ve ... adına tevzi edildiğinden söz edilerek, toprak tevzi çalışmaları esas alınmak suretiyle ölü oldukları tutanakta belirtilmek suretiyle ... ve ... adına tespit edilmiş, ardından intikal ve satış işlemleri sonucunda payları gösterilmek suretiyle ... ve ... ile müşterekleri adına tapuda kayden intikal ettirilmiş, ... ada ..., ..., ... parsel sayılı taşınmazların ise toprak tevzii çalışmaları sırasında tapulu yerlerden olduğu gerekçesiyle ... ve ... adına tevzi edildiğinden söz edilerek, toprak tevzi çalışmaları esas alınmak suretiyle ölü oldukları tutanakta belirtilerek ... ve ... adına tespit edilmiş, ardından intikal ve satış işlemleri sonucunda payları gösterilmek suretiyle ... ve ... ile müşterekleri adına tapuda kayden intikal ettirilmiştir.
Davacı yanlar, çekişmeli taşınmazların toprak tevzi çalışmaları sırasında lehlerine tespit yapılanlardan ... tarafından diğer malikler ... ve ... "dan satın alındığı akabinde, ... tarafından davacılara satıldığı, o tarihten bu yana zilyetliğin davacı yanlarda olduğu; ancak kadastro çalışmaları esnasında hatalı biçimde taşınmazların toprak tevzi kayıtları esas alınmak suretiyle davalı yanlar adına tespit ve tescil edildiğini belirterek, dava konusu olan ... köyü ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsellerin tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davaya konu taşınmazların yasal yollarla edinildiği, kadastro çalışmaları ve tapulama işlemleri sırasında davacı tarafça herhangi bir itiraz veya talepte bulunulmadığı, çekişmeli taşınmazların toplamda 70.000 metrekarelik geniş bir araziyi kapsadığı ve kadastro çalışmaları sırasında yerel bilirkişilerce yer ve sınır gösterilmek sureti ile hak tespiti yapıldığı; bu gerçek karşısında taşınmazların yanılgı sonucunda davalıların miras bırakanı adına tescil edildiği iddialarının kabulünün mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece dava konusu taşınmazların davacılar tarafından satın alındığı ve tespit gününden evvel mülk edinmeye elverişli şekilde zilyet edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu taşınmazların kadastro tespiti sırasında, toprak tevzi komisyonunca oluşturulan kayıtlar dayanak gösterilmiştir. Davacı, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanmıştır. Bilindiği üzere; 4753 Sayılı Yasa uyarınca bölgede yapılan Toprak Tevzi çalışmaları sırasında komisyon tarafından mahallinde yapılan tahkikat neticesinde, tevzi kapsamında kalan taşınmazların hangi dayanakla kim adına tevzi edildiği kayıt altına alınır, bu çalışmalar sırasında komisyona tapu kaydı yahut vergi kaydı ibraz edenler lehine belirtmelik tutanağına bu yönde kayıt geçirilir ve taşınmaz tapu kaydı yahut vergi kaydı sunan lehine tevzi edilir.
Somut olaya gelince, dava konusu taşınmazlar, kadastro sırasında, toprak tevzi komisyonu tarafından yapılan çalışmalar esas alınmak suretiyle tespit edilmiştir. Şu halde kadastro komisyonu taşınmazlar hakkında toprak tevzi çalışmaları sırasında tutulan kayıtlar ile bağlantı kurmak suretiyle tespitte bulunmuş, bu anlamda toprak tevzi komisyonu tarafından hazırlanan haritalardan ve belirtmeliğin dayanağı kayıtlardan istifade etmiştir. Dava konusu taşınmazların ..., ..., ..., ..., ... ve ... numaralı tevzi parsellerine isabet ettiği dosya kapsamıyla sabit olup, kayıtlar incelendiğinde, toprak tevzi komisyonu tarafından bu taşınmazların tapu kaydına dayalı olarak tespit edildiği anlaşılmaktadır. Şu halde dava konusu taşınmazların öncesi itibariyle tapulu yerlerden olduğu belirtildiği halde, mahkemece tevzi çalışmalarına esas belirtmelik ve tablendikatif kayıtları eksiksiz biçimde getirtilmek suretiyle, taşınmazların hangi tapu kaydına dayalı olarak tespit edildiği belirlenmemiş, toprak tevzi çalışmalarına esas alınan tapu kaydı tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte getirtilip mahallinde yöntemince uygulanmamış, taşınmazların tapu kayıtları ile bağlantısı ortaya konulmadan, zilyetlik hükümlerine göre araştırma yapılmıştır, böylesine eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmazlara isabet ettiği keşfen belirlenen tevzi parsellerinin dayanağı olan belirtmelik ve tablendikatif kayıtlarının okunaklı ve onaylı örneği ile belirtmelik tutanağında çekişmeli taşınmazlara uygulandığı belirtilen tapu kayıtları tespit edilip, tesisinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte, varsa haritaları ve bu tapu kayıtlarının kadastro çalışmaları sırasında revizyon görüp görmedikleri araştırılarak revizyon görmüşlerse revizyon gördükleri taşınmazların kadastro tutanaklarının onaylı örnekleri ile çekişmeli taşınmazları dıştan çevreleyen komşu parsellerin kadastro tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler eksiksiz biçimde titizlikle araştırılarak dosya arasına getirtilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında bilirkişi ve tanıklardan, toprak tevzii çalışmaları sırasında uygulanan kayıt ve belgelerin dava konusu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı taşınmazlar üzerindeki zilyetliğin hangi tarihte başladığı, zilyetliğin ne zamandan beri kim tarafından ve ne şekilde sürdürüldüğü ve zilyetliğin ne şekilde intikal ettiği hususları sorularak tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirlenmeli, bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve tespit dayanakları olan belgelerle denetlenmeli; teknik bilirkişiden keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, toprak tevzi haritası ölçeği ile kadastro paftası ölçeği eşitlenerek ve çakıştırma yapılmak suretiyle çekişmeli taşınmazların tevzi haritasındaki konumunu gösteren, öte yandan zeminde yapılan tapu kayıt uygulamasını denetlemeye elverişli krokili rapor istenmeli, belirtilen şekilde yapılan uygulama sonunda dava konusu taşınmazların toprak tevzi çalışmalarına dayanak yapılan kayıtların kapsamında kalmadığının anlaşılması halinde satın alma iddiası da denetlenmek suretiyle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ... ve devamı maddelerinde sözü edilen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının davacı lehine gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalı yanların değinilen yönden yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
06/10/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.